Rabindranath Tagore, sanatın birçok yönüyle ilgilenen (edebiyat,müzik,resim) biriymiş.Batı edebiyatına Hint kültürünü tanıtan Hindistan için oldukça önemli rol oynamış; öyle ki yaşamının son 25 yılına 21 eser sığdırmış ve 70li yaşlarında resim yapmaya başlayarak en iyi ressamların arasına girmiş Hindistan'da.
Eser 47 sayfa, 103 kısa paragraftan oluşuyor ; içeriği oldukça zengin cümlelerle ve derin anlamlarla dolu. Çevirisini Bülent Ecevit'in yaptığını görünce nedendir bilmem mutlu oldum.
Tagore,bu eserini 1900lü yılların başında karısı ve iki çocuğunu kaybettikten sonra yazmış. Bu rağmen içerikte kaybın psikolojisinin olumsuzluğu, iç karartıcılığını yansıtan yazılara rastlamamak oldukça dikkat çekiyor. Acısını Tanrı'yla konuşarak, ona sığınarak yaşamayı tercih etmiş.
Ben okuduğum romanların yanında çerez olarak başladığım için 4 günde bitirdim fakat oldukça kısa oluşu ile bence herkesin bir yarım saatini ayırıp okuyabileceği bir kitap, keyifli okumalar.