Kitabı okumaya başladığımda, Şermin Yaşar okumama vesile olan arkadaşlarımdan biri “Bu kitabı şimdi okuma, çok duygusal…” dedi ama artık başlamıştım. Geç bir uyarıydı; ama haklıymış, çok sayıda duygusal, hüzünlü hikayeler kaleme almış yine yazar. Bir iki hikaye okuyup duygulanmaya başlıyorsunuz, boğazda hafif bir düğüm, gözlerde hafif bir yanma başlıyor ama aralara serpiştirdiği biraz neşeli hikayeler gözyaşınızın akmasına engel oluyor, yüzünüze bir tebessüm konduruyor. Ta ki son altı sayfaya, son bölüme gelene kadar.. “Kendimi uyandıramıyordum…” dediği, bir kısmına bizi de ortak ettiği, mutluluk dolu kısa rüyasının ardından yazdığı hüzün mektubu, 160 sayfa boyunca bekletebildiğiniz gözyaşınızı tutamayacağınız kadar etkili, gerçek, acılı..
“Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir..” dediği gibi Sezen Aksu’nun, anladım ki acıdan geçmeyen hikayeler de biraz eksikmiş.
Tabi ki okuyun bence.