Yaşanan ile anlatılan arasındaki bu renk farkının bir önemi olmadığını söylüyor kendine. Bir şeyin yaşandığı anda da anlatıldığı kadar renkli olması şart değil. Hem gerçek hangisi ki? Anlattığımız mı, yaşadığımız mı? Yaşanıp geride bırakılanlar birileri tarafından sonradan anlatıldığında asıl değerlerine kavuşuyorlar belki de. Anlatıcı olmazsa hikaye de yok. Hatta gerçek diye bir şey de yok. Gerçek ancak anlatılırsa var.
İnsan evliyken de kimseye ait hissetmeyebilir. İki yabancı olabilirsiniz pekâlâ. Bir ülkenin vatandaşı olmak ama oraya ait hissetmemek nasıl mümkün oluyorsa, öyle.
İnsan sürekli değişim halinde aslında. Bazen sonuçlarını fark edemeyeceğimiz kadar küçük adımlarla değişiyoruz. Bazen de bir sabah uyandığımızda kendimizi başka biri olarak buluyoruz.
Tilki çok zeki ve duyarlı bir hayvandır, söylediklerine kulak vermekte fayda var. Kurnaz olduğu rivayet edilir ama bakma sen, kedilerin de nankör olduğunu söylerler zaten. İnsanoğlu böyledir, kendi dışındakilere bok atmayı sever.