Ortaçağda Sanat, Felsefe ve Din Arasındaki Benzerliklerin İncelenmesi

Gotik Mimarlık ve Skolastik Felsefe

Erwin Panofsky

Öne Çıkan Gotik Mimarlık ve Skolastik Felsefe Gönderileri

Öne Çıkan Gotik Mimarlık ve Skolastik Felsefe kitaplarını, öne çıkan Gotik Mimarlık ve Skolastik Felsefe sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Gotik Mimarlık ve Skolastik Felsefe yazarlarını, öne çıkan Gotik Mimarlık ve Skolastik Felsefe yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
I. Dünya Savaşı sırasında kaburgaları top mermileriyle kırılmış olmasına karşın yıkılmadan durabilen bazı Gotik tonozların varlığının bilinmesi, bu tonozların, kaburgalarının inşa edilmelerinden 7 yüzyıl sonra değil de 7 hafta sonra kırılmaları durumunda da yıkılmadan kalabileceklerini göstermez. Çünkü, eski taş örgü, zamanla birbirine gerçek anlamda yapışarak öylesine kaynaşır ki, büyük duvar parçalarının dahi, altlarındaki desteği yitirdikten sonra asılı olarak durabildiğini görmek mümkündür.
Kuşkusuz Normandiya ve birkaç istisna dışında İngiltere, bu dü­ şünceyi tamamen reddettiler ve geleneksel pencereyi, kullanılabilir alanın tamamını dolduracak kadar genişletmekle yetindiler (Oysa İtalya, tipik bir biçimde, gül pencereyi özünde anti-Gotik olan nite­ liğinden ötürü coşkuyla karşıladı).53 Bununla beraber, Royal Doma­ in ve Champagne’m mimarları, St. Denis’nin otoritesi ile onaylanmış olan bir motifi kabullenmek zorunluluğunu duydular
Reklam
Thomas Aquinas
Duyu da, bütün öğrenme güçleri gibi, bir tür akıldır.
Hem mistisizm hem de nominalizm, bireyi kişisel duyum ve psi­kolojik deneyimle yetinmek zorunda bırakır; sezgi (intuitus), Mas­ter Eckhart’da olduğu gibi, Ockham’da da çok sevilen ve oldukça önemli bir kavramdır. Ama mistik, duyularını görsel imgelerin ve duygusal uyarımların toplayıcıları olarak ele alır; nominalist ise, gerçeğin taşıyıcıları olarak. Mistik sezgi, insanla Tanrı arasındaki ve Kutsal Üçlü’nün tek tek kişileri arasındaki ayrımın dahi ötesinde bir birlik üzerine odaklanmışken, nominalist sezgi tek tek nesne­lerin ve psikolojik süreçlerin çokluğu üzerine odaklanmıştır. Hem mistisizm hem de nominalizm, sonlu ve sonsuz arasındaki sınırın kaldırılmasıyla son bulur; ancak mistik, insan ruhunun tanrıya ula­ şarak kendini söndüreceğine inandığından, “ben”i (ego) sonsuzlaştırma eğilimindedir. Oysa nominalist, fiziksel dünyayı sonsuzlaştırma eğilimindedir; çünkü o, sonsuz bir fiziksel evren düşüncesinde hiçbir mantıksal çelişki görmez ve buna yönelik teolojik itirazları da reddeder. On dördüncü yüzyıl nominalist okulunun Copernicus’un güneş-merkezli sistemi, Descartes’in geometrik analizleri ve Galileo ile Nevvton’un mekaniği konusundaki öndeyilerine şaşmamak gerekir.
Nominalizm
Adcılık, din kurumunu bütünüyle sarsar, çünkü din, başta Tanrı kavramı olmak üzere bütünüyle tümel kavramlardan oluşmuştur.
Nominalizm, akılcı düşünce ve ampirik gözlemin bütünlüğünü korumayı amaçlamıştır.
Reklam
52 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.