Cok severek okuduğum güzel bir klasiğin yorumu ile geldim.
Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Ilk kitaptaki gibi bu kitapta da mizah ile aktardıkları beni çok etkiledi. Eski Istanbul, halkın sosyal durumu, toplumun inanç yapısı, çok güzel bir sekilde kaleme alınmış. Romanı okurken kendimi çoğu zaman olayın geçtiği mekandaymışım gibi hissettim.
Anlatılan hikaye korku edebiyatının ilk orneklerinden birisi. 18 yy da Avrupa'da 100 yıl sonrasında da bizim coğrafyamızda kullanılmaya başlanmış. Yazarın bilimden yana olması bu bu tarz kitaplar yazmasında çok etkili olmuştur.
Roman ise , çok hossohbet, cok sevilen, anlattıkları masal gibi dinlenen Muhsine Hanım' ın gençliğinde, hayatında önemli bir yeri olan hikayeyi, boza partisi eşliğinde anlatmasıyla ile başlıyor. Muhsine Hanım' ın hizmetcilik yapmaya gittiği bir köşkte periler, yaratıklar ve gulyabani ile başından geçenleri okurken hem eğlenecek hem de o dönemde insanlarının batıl inançlar yüzünden nasıl sorgulama yapamadan olayları olduğu gibi kabullendigini, kadınların nasıl sindirildiğini, insanların din üzerinden nasıl kaldırıldığını, akıl ile hurafenin arasındaki kuvvetli direnci konu ediniyor. O zaman da kadınlar için hayat hayli zormuş durum su an içinde çok da farklı degil maalesef. Kitabın sonunu da çok sevdim. Günümüz turkcesiyle yazildigi için okurken hiç zorlanmadım. Belki bu kitap belki bir başkasıni tercih edersiniz ama mutlaka Hüseyin Rahmi Gürpınar okumalısınız. Cok seveceğinizi düşünüyorum. Keyifli okumalar dilerim.