"Unut, Zeze, bir işe yaramaz. Yavaş yavaş unutacaksın, unutacaksın, yeniden düşününce de her şey öylesine uzaklarda olacak ki artık hiç acı çekmeyeceksin."
Bana hiçbir zaman kötülük yapmayacak, hırpalanmama da göz yummayacak birinin yanında olduğum için rahattım. Ruhumun yalnızlığını keşfeden ilk öğretmen o olmuştu.
"Ne yapmam gerekiyor?"
"Senin mi? Hiç. Her şeyi ben yapacağım. Sen yalnızca yüreğine girmeme fırsat vermek için çok yürekli ve iradeli olmak zorundasın."
- "Peki ama bu kadar çok babayı niye istiyorsun, Zezé?"
- "Geceleri odama gelip iyi geceler diyecek bir baba istiyorum. Başımı okşasın. Odama girdiğinde üstümü açtıysam usulca örtsün. Yanağıma, alnıma bir iyi uykular öpücüğü kondursun."
Dünyanın en yüz kızartıcı şeyiydi, fakat aşk, yüreğime 600 metrelik atlayışlar yaptırıyordu. Onun gözlerinin içine bakmak istiyordum ama o cesareti nereden bulacaktım ?