Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sayfa Sayısına Göre Günlük Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Günlük sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Günlük kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öyle derler, özgürlüğüyle ünlü bir kent Cenevre; ama, bana kalırsa, yalnızca, herkesin kendinden geçercesine sarhoş olma, bağırıp çağırma özgürlüğü bu.
Bugün, gerçekten tuhaf; habire homurdanıp duruyor. Galiba, burada canı sıkıldığından ileri geliyor bu hali; o zaman da, beni sertçe paylayarak bir tür rahatlıyor, eğleniyor.
Reklam
Şimdi, nöbetten sonra, derinden bulanık bir zekası var ve 4-5 gün geçmeden dengesini bulamıyor yeniden. Çok acıyorum. Bir daha nöbet gelmemesi için ne yapabilirim ki; Tanrım, ona bir daha nöbet gelmemesi için her şeyimi vermeye hazırım!
Hiçbir kocanın, hiçbir erkeğin, karısını zeki, hoş, iyi yetişmiş bulmadığı bilinen bir şey; bu öylesine açık açık bilinen bir hal ki, üzerinde durmak, konuşmak zahmetine bile değmez.
Bir başörtüsü alayım diye 20 frank verdi: yüz cildimin çirkinliğinden dolayı, zaten durmadan paylıyor beni.
Ah dosto
Bir başörtüsü alayım diye 20 frank verdi: yüz cildimin çirkinliğinden dolayı, zaten durmadan paylıyor beni.
Reklam
Akşam, "İyi geceler!" derken; öldüğünde kendisini hiç unutmamamı, tüm iyi anılarımızı taptaze korumamı istedi. Böyle konuşmamasını rica ettim: böyle sözler hep tasalandırıyor beni, müthiş azap veriyor. O zaman birden, "Öyleyse niçin ölmeli?" dedi Fedya, "Mümkün müdür senin gibi mükemmel bir eşi bırakıp gitmek? Onun için, ne pahasına olursa olsun, yaşamak gerekiyor."
İlk İzlenim. Müstakbel kocası.
Ne acayip adam! Her şeyden önce, yaşlı buluyorum ya, sonra sonra, sözgelişi 37 yaşından fazla görünmüyor bana. Orta boyluydu; yüzü acıdan oyulmuştu sanki. Kızıl sarıya çalan siyah saçlarına krem sürülmüştü ve tuhaf bir biçimde arkaya yapıştırılmıştı; bir anda takma saçmış sanabilirdi insan. Gözleri tamamen farklıydı birbirinden; pırıl pırıl karaydı gözünün biri, öbürünün gözbebeği çok aşırı bir biçimde büyümüştü; bu hal, bakışlarındaki anlamı sezmemizi engelliyor ve kişiliğine tuhaf bir hava veriyordu. Nedense, bir profesörü anımsatıyordu bana; bir de, Dostoyevski'nin yüzünde bir katı yüreklilik okuyordum. (...) Yüzündeki, katı yüreklilikten de başka bir şeydi galiba, çok acayip bir anlatımdı; daha ilk andan hoşuma gitmedi bu yüz.
Sayfa 102Kitabı okudu
Kendisinden söz açmaya başladı; bir çeyrek saat, idam edilme, kurşuna dizilme korkusu içinde kaldığını anlattı. Yalnızca beş dakika yaşaması kaldığında, o beş dakikayı, beş yıl gibi, beş yüz yıl gibi yaşamıştı adeta, o denli yoğun. (...) Tam o anda işte, nasıl bir ihtirasla, ateşle istemişti yaşamayı, ölmemeyi yani, Ulu Tanrım, kim bilir! Anlatılamazdı ki yaşamın görkemi, ululuğu, bitimsizliği, ölümsüzlüğü ve güzelliği o anda! Ne güzel, verimli, olağanüstü işler yapabilecekti, ah, bir elinden alınmasaydı şu yaşam! Bütün mazisi; yıllarının, aylarının, haftalarının ve günlerinin heba edilmişliği, boşuboşuna tüketilmişliği dağ gibi çökmüştü belleğine. Yeniden yeniden, olabildiği denli yoğun biçimde yaşamak, yaşamdan deneyler yapmak isteği bütün varlığını talan etmişti.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Bir kez daha dikkatimi çeken şey, mutsuzluklarını anlatırkenki içtenliğiydi, açık yürekliliğiydi. Ne tuhaf bir insan diye düşündüm; hiç tanımıyor beni, ama, içtenlikle, açık yüreklilikle dopdolu. Bu özelliği çok hoşuma gitti zaten.
Sayfa 120Kitabı okudu
Başım ağrıyordu, uzandım yatağa. O, öfkeli öfkeli, bir gidip bir geliyordu odanın içinde. Bir cadaloz olduğumu söyledi sonunda. Gülmekten patladım; yanına varıp, kucakladım Fedya'yı. Ciddi görünmek için tüm gücünü ortaya koymaya uğraştı ya, bana öfkelenmesinin, kızmasının gerçekten olanaksız olduğunu söyleyerek, o da başladı gülmeye.
Sayfa 122Kitabı okudu
Sonra, yaşamındaki üç olasılık üzerinde durduk. Neydi bunlar? Ya, çekip Doğu ülkelerinden birine gidecekti; ya, evlenecekti; ya da, bir rulet kumarcısı olacaktı. Bunlardan birini seçmesi gerekiyorsa, evlenmesinin en iyisi olacağını söyledim. (...) "Peki," dedi Dostoyevski, "söyler misiniz bana, zeki bir kadını mı, yoksa yürekli ve yiğit bir kadını mı seçmeliyim?" Zeki bir kadınla evlenmesini önerdim. "Hayır." dedi. "Evlenecek olursam; beni sevmesi için yürekli, yiğit bir kadını seçeceğim."
Sayfa 133Kitabı okudu
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.