Bu incelemeyi yazmadan önce yazarın diğer eseri Kısa Romanlar ve Uzun Öyküler kitabını da okudum. Her iki kitapta ana karakterlerin amerikan kültürünü avrupada temsilinde ortaya çıkan farklılıklar betimleniyor. Ancak her iki kitabın satır aralarında, sevginin ,aşkın insan hayatında ne kadar değerli olduğu;hayatımıza sevgiyi,aşkı katan kişilerin vazgeçilmezliği, sevgiye ,sevgile kavuşmanın yaşamın içindeki en önemli savaşlardan biri olduğunu dair güzel örnekler bulunuyor.
“Artık tahammülüm kalmadı, hepsi bu. Başka bir şey olmadı. İçimde bir şey kırıldı, koptu, o kadar.. eğer gerçekten bir şey yapabilseydik farklı olurdu.. ama artık önemi yok..”
Hasan Ali Yücel serisi okuma maceramın 100. kitabında bu kadar zorlanacağımı tahmin etmezdim.Hikayenin kurgusundan mı karakterlerin karmaşasından mıdır bir türlü kitap beni kendisine çekemedi.Haliyle uzun bir roman da olunca bitirmek çok zor oldu. Başlayıp da pes edenler hikayeyi merak ediyorlarsa 97 yapımı uyarlama filmi izleyebilirler.
Kate: Bazı incelikler vardır! Bilinç, duyu, takdir gibi.. Erkekler gerçekten bilmiyor. Bu konuda neredeyse kadınların öğrettiğinden fazla bir şey bilmiyorlar.
Densher: Demek ki o yüzden size bu kadar çaresizce ihtiyaç duyuyoruz!
İşkence çektiğim kitaplar listesine aldım. Hikayeye bir sayfa sonra yeni bir karakter giriyor ama bu karakterin kim olduğu ne olduğu ve ne için dahil edildiğinden bahsedilmiyor. Dolayısıyla kitaptan kopup, bitmesi için ruhsuzca okumaya başlıyorsunuz. Belki çeviridendir bilemiyorum yazarın bir başka kitabını bulabilirsem başka bir çevirmenden okuyacağım. Belki de yanılıyorumdur. Ancak kalbi olanlar başlamasın.
Onu bir ara "yeni bir kitaba", son derece az bulunur, çok kaliteli,sayfaları açılmamış bir kitaba benzetmişti; heyecanı da (bunu haklı çıkaracak şekilde) her defasında, bir sayfayı çevirmenin heyecanına benziyordu.