Yazarı her ne kadar duygusal bir roman olmadığını iddia etse de benim son zamanlarda okudugum en dokunaklı romandı. Muhteşemdi. Dili,anlatımı, benzetmeleri....
Katalan edebiyatının önemli yazarlarindan Mercè Rodoreda feminist edebiyat araştırmalarının da konusu olmuş.
1930'lu yılların Barcelona 'sında iç savaş döneminde, hayata tutunmaya çalışan Natalia (Colometa)'nın hikayesini okuruz bu eserde. Çok canlı bir anlatımı var romanın.Okurken o sokaklarda gezen , yağmurun altında ıslanan,dökülen yaprakları izleyen iş bulmaya çalışan,özleyen, seven üzülen karakter Natalia değil adeta siz olursunuz .
Ve bir aşkın nasıl emek emek örüldügüne tanik olursunuz
Ve bence tıpkı Raskolnikov gibi, Samsa gibi ,Emma Bovary gibi edebiyatın unutulmaz karakterlerinden biri olur Natalia.
Iste bunun için okuyun.
Gabriel Garcia Marquez 'in de çok severek okuduğu gibi...
"kalbin içinde dönüp duran ve kendisiyle birlikte onu da döndüren ve içimizi ve dışımızı değiştiren ve bizi sabırla son günkü halimize getirecek olan..."
Sayfa 208 - Alef yayınları Ağustos 2016Kitabı okudu
"İçine denizin bütün iniltilerini sığdırmış olan o denizkabuğu benim için bir insandan daha fazla bir şeydi. Hiçbir insan içindeki o dalgaların gelgitleriyle asla yaşayamazdı.."
Sayfa 195 - Alef yayınları Ağustos 2016Kitabı okudu
"“Ve çocuklarım… Biliyorum, bir annenin abarttığı bilinen bir şeydir, ama iki çiçekti onlar. Birincilik ödülü alacaklardan değillerdi, ama iki çiçekti.”
Sayfa 82 - Alef yayınları Ağustos 2016Kitabı okudu
Uyuduklarında önce birine sonra öbürüne, ağızlarına huniyi koyarak tuzruhunu boşaltacaktım, böylece sonumuz gelecek ve hepimiz mutlu olacaktık, kimseye bir kötülüğümüz dokunmuyordu ve kimse bizi sevmiyordu.