Hakka Sahip Çıkmak
Oğuzhan AsiltürkHakka Sahip Çıkmak Sözleri ve Alıntıları
Hakka Sahip Çıkmak sözleri ve alıntılarını, Hakka Sahip Çıkmak kitap alıntılarını, Hakka Sahip Çıkmak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Milli Görüş Nedir?
"Milli Görüş; insanlığın aşırı derecede bunaldığı, zulümler içerisinde yaşadığı bir dönemde, bu zulüm dünyasından kurtularak yeniden saadet dünyasına geçiş hareketidir. Onun için çok mühimdir, çok değerlidir. Milli Görüş "Yeni Bir Dünya”nın kurulma hareketidir.
Milli Görüş'ün temeli; şefkat ve merhamettir.
Gayesi ise; Bütün insanlar için saadet, refah, itibar ve saygınlığın sağlanmasıdır."
Sayfa 9Kitabı okudu
Birincisi, her bakımdan Allah'a itaat edip hiçbir şekilde isyan etmemek, daima zikir (Allah'ı anma) halinde bulunup Allah'ı hiç unutmamak ve her durumda şükredip hiçbir nankörlüğe düşmemektir. Bu Allah'ın azamet ve şanına layık olan takvadır. Böyle bir hâli yaşamak ise peygamberler gibi masum fitrat (günahsız yaratılış) üzere yaratılmış olanlardan başkası için ve hatta onlar için bile mümkün değildir
Sayfa 39 - MGV Yayınları,4.BaskıKitabı okudu
Üç Temel Esas
"Milli Görüşçülerin inancı, üç esastan meydana gelmiştir. Birincisi maneviyatçı olmak; dünyacı olmak değil, ahireti hesaba katmak. İkincisi hakkı üstün tutmak. Üçüncüsü de nefis terbiyesini esas almaktır."
Sayfa 23Kitabı okudu
Görülüyor ki Demokratik sistemlerde düzen koyucular Allah'ın, yaratılıştan bütün insanlara verdiği temel insan haklarını yok sayarak o hakları tüm insanlığa veren Yaratıcıyla mücadele içine girmektedirler. Ve kendi akıllarını, o aklı kendilerine veren Yaratıcı'nın mutlak aklından daha üstün görme iddiasındadırlar.
MGV Yayınları,4.BaskıKitabı okudu
İkincisi, Allah yolunda hakkıyla gücünün yettiği kadar cihad etmek ve bu konuda hiç kimsenin kınamasından korkmamak, hatta anasının, babasının veya kendisinin aleyhinde bile olsa Allah için adalet ve doğruluktan ayrılmamak, hangi şart altında olursa olsun Hakk'ı savunmaktan vazgeçmemektir. Bu Allah'ın üzerimizdeki hakkıdır. Bu hak, kesindir ve yerine getirilmesi zorunludur.
Sayfa 39 - MGV Yayınları,4.BaskıKitabı okudu
Hadisi şerifte "Bir hâkimin adil karar alması için çalışması, gayret göstermesi, muhakeme etmesi en büyük cihaddır." buyruluyor. Bunun silahla bir alakası var mı? "Emirin yanında doğruyu söylemek en büyük cihaddır." buyruluyor. Bunun silahla ne alakası var? "İmandan sonra en büyük ibadet cihaddır." buyruluyor. Bunun da silahla bir alakası yok.
Sayfa 22 - MGV Yayınları,4.BaskıKitabı okudu
Cihad ne demektir?
"Cihad, insanlığın saadeti ve hakkın hakimiyeti için, hep beraber bir ümmet halinde, bu ifadenin altını çizerek tekrar ediyorum, 'hep beraber bir ümmet halinde' el ve gönül birliği ile çalışarak insanlığın saadeti için gereken gayreti göstermek demektir."
Sayfa 21Kitabı okudu
Milli Görüşçülerin Görev ve Sorumluluk Anlayışı
"1. 'Allah yaptığı işi en iyi yapanı sever.' prensibinin gereğini yerine getirmeye çalışırlar.
2. 'Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.' (Buhari, Cihad - 164) öğüdüne dikkat ederler.
3. Bu çalışmaları yaparken yalnız Allah'a güvenirler. Başarıyı O'nun verdiğini bilirler. Ve yine bilirler ki '.... kim Allah'a güvenirse Allah ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.' (Talak - 3)"
Sayfa 11Kitabı okudu
İslam'ın toplum idaresinde koyduğu kural “Baş başa bağlı, baş da Allaha bağlı.” kuralıdır. Böyle bir inançla bir araya gelmiş olan topluluğun başında, toplumun inançlarına, ahlâki ve manevî değerlerine bağlı olarak cihad etmesinden sorumlu
olacak bir kişi başkan seçilir. Osmanlı Devletinin yıkılması neticesinde İslam Birliği'ni sağlayan bu mükemmel düzen bugün yeryüzünden kalkmıştır.
Sayfa 35 - MGV Yayınları,4.BaskıKitabı okudu
Üç Temel Esas
Milli Görüşçülerin inancı, üç esastan meydana gelmiştir. Birincisi maneviyatçı olmak; dünyacı olmak değil, ahireti hesaba katmak. İkincisi hakkı üstün tutmak. Üçüncüsü de nefis terbiyesini esas almaktır. Peygamberler nefis terbiyesini esas almışlar, firavunlar ise nefislerine uymayı, nefse esareti esas almışlardır. İnanan insanlar peygamberleri örnek alırlar, Firavunları değil...
Biz Milli Görüşçüyüz, hem kendimizin hem bütün insanlığın hakkı üstün tutmasını, maneviyatçı olmasını, nefis terbiyesini esas almasını arzu ediyoruz. Herkese bunları anlatıp saadetin ancak bunlarla mümkün olduğunu duyurmaya çalışıyoruz
Milli Görüş sâhibi olursanız bunları başarırsınız. Milli Görüş gömleğini çıkarırsınız bunları başaramazsınız. Düşmanlarınızın oyununa gelir, başkalarının
oyuncağı olursunuz. Milli Görüş bir tercihten ibaret değildir, bir zorunluluktur.
Sayfa 23 - MGV Yayınları,4.BaskıKitabı okudu
Bu yapılmazsa Allah'tan gereği gibi korkmak ve Müslüman olarak can vermek, çok zor ve belki imkânsız olur. Allah'ın vaadi olan kurtuluşa ermeye bütünüyle ulaşılamaz."
Sayfa 38 - MGV Yayınları,4.BaskıKitabı okudu
Eğer (emrolunduğunuz bu cihada) hep birlikte çıkmazsanız (Allah) sizi pek acıklı bir azaba uğratır, yerinize sizden başka (itaatlı) bir kavmi getirir. Siz O'na hiç bir şeyle zarar veremezsiniz. Allah herşeye hakkıyla kadirdir". (Tevbe, ayet 39)
Ve sonuçta değişmeyen gerçek: "Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur." (Talak, âyet 3)
Cihad kelimesi cehd ve gayret göstermek mânâsındadır. Yâni bütün gücünü, gayretini, tâkatini ortaya koymak demektir.
MGV Yayınları,4.BaskıKitabı okudu
Güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan korkup
sakının" (Teğabun, 16) âyeti gereği, üzerimize vacip olan bu cihad "güç yetirebildiğimiz kadar” yapılmak zorundadır. Öyleyse Müslüman olarak can vermek için, Allah (c.c.) ve Resulünün emrine tam teslim olarak yaşamak gerekir.
Sayfa 39 - MGV Yayınları,4.BaskıKitabı okudu
Elmalılı Hamdi Yazır merhum diyor ki: "Bu emir uyarınca, İslâm toplumundan böyle düzenli bir topluluk oluşturmak zorunluluğu vardır. Âyette ifade edilen ümmet, öne düşen çeşitli insan gruplarını toplayan, kendilerine uyulan bir topluluk demektir ki hepsinin önünde de imam, önder, lider bulunur. Bu şekilde hayra davet ve iyiliği emir, kötülüğü de men edecek bir topluluk ve liderlik oluşturmak Müslümanlara imandan sonra ilk dinî farzdır. Bu farzı (Allah'ın emrini) yerine getirebilen Müslümanlar, âyetin açık hükmü gereğince, tam kurtuluşa erme yoluna yönelmiş olurlar.
Sayfa 38 - MGV Yayınları,4.BaskıKitabı okudu