Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hala Gece Yarısı Bu Yıldızda

Nelly Sachs

En Yeni Hala Gece Yarısı Bu Yıldızda Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Hala Gece Yarısı Bu Yıldızda sözleri ve alıntılarını, en yeni Hala Gece Yarısı Bu Yıldızda kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
KUĞU ÖLGÜN SANKİ SU ve yine işte dirilmeye meyleden kirpiklerin topyekün düşmesiyle kuğulara dair o hendese kök saldığı sularda inip sonra yine yükselen toz yutucu üstelik ve havasında büyüyen- evrenin
Sayfa 149
VE ÇÖZDÜ sargıları, doğumun ve ölümün gizlendiği keten bezmişçesine, yeşil, kırmızı ve beyaz karanlıklardan kelebek pupası, bir harf canı ve sardı tekrar aşk acısına anaların yaptığınca; ışık çünkü barınaktır acıya. O ama davranırken yaz gibi, kış gibi yana yakıla dönüşmüş, salınır havada özlenilen.
Sayfa 100
Reklam
YASLI ANA GÜN ÇÖLÜNÜN ardından, serabında akşamın, köprülerinde bazılarının sevginin de iki alem üzerine gözyaşı döktüğü, ölü oğlun çıkageldi. Senin bütün batık sema köşklerin
Sayfa 57
KELEBEK NASIL DA resmedilmiş tozunda öte yanın güzelliği. Yeryüzünün alev almış kabuğundan gelmişsin, taşlaşan kabuğundan geçiciliğin veda kokusu bunun ölçüsü. Kelebek İyi uykular yaratılmışların tümüne! Kanatlarında eğiliyor yaşamın ve ölümün yükü sıla yolcusu ışıkla solan gülün üzerine. Nasıl da resmedilmiş tozunda öte yanın güzelliği. Havadaki sırda krallara dair o im.
Sayfa 68
VEDA- iki yaradan kanayan sözcük.. Ortadaki kılıç misali daha dün bir deniz kelamıydı batan gemiyle- Daha dün saplanan sözcük akanyıldız ölmeleriyle- gece yarısı tarafından öpülen gırtlaklarıydı bülbüllerin- Bugünse- asılı iki paçavra ve parçalayan pençeli eldeki insan saçı- Biz kanaması dinmeyenler- uğruna kanayanlar- senin kaynağını tutarız elimizde. Biz senin karanlığını inşa edenler vedalaşan o kabalık sürü- ta ki ölüm: sus diyene kadar- ancak buradan geçen: kanamaktır!
Sayfa 58
''ey vatansız renkleri gurup vaktinin! ey bulutlardaki ölüm çiçekleri soluvermesi gibi yeni doğanların! kırlangıçların muamma soruları, ki sırra yöneltilmiş -martıların insanlıktan çıkmış çığlığı yaratılış zamanından kalma- biz, yıldız karartmasından arta kalanlar, gölgesini ölümün üzerimize resmettiği ve biz, başlarının üzerinde nur taşıyanlar, nereden böyle? deniz kabuğu gibi uğuldar zaman sıra özleminden -yerin derinliklerindeki od haberdar çöküşümüzden-''
Reklam
''çiçeksiz kalmış bahçıvanız biz ışıyan bir yıldızda durmuş ağlıyoruz.''
''Daima, çocukların öldüğü yerlerde oyuncak evlerin aynalarına pus düşer göremez olurlar çocuk kanı atlaslarıyla kuşanmış parmak kadar cücelerin dansını; sessizliğin dansı dürbündeymişcesine aya çekilen dünya gibidir tıpkı. Daima, çocukların öldüğü yerlerde taş ve yıldız ve bir sürü düş vatansız kalır.''
Sayfa 56
Geri113
138 öğeden 131 ile 138 arasındakiler gösteriliyor.