Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hangi Batı

Attila İlhan

Hangi Batı Gönderileri

Hangi Batı kitaplarını, Hangi Batı sözleri ve alıntılarını, Hangi Batı yazarlarını, Hangi Batı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"...Çok kibar, çok varlıklı, çok ince bir komşunuz olsa sizin; konağın duvarları usta ressamların tablolarıyla süslü, kitaplığı en namlı yapıtlarla yüklü olsa; piyanoya çöktü mü Bach'ı, Monteverdi'yi derya gibi çalkalandırsa parmaklarıyla, şiir okumaya durdu mu duyarlığına vurulsanız; ama bir gün öğrenseniz ki, bu kibar kültürlü komşu, bu evi kurmak, bu inceliğe varmak için çevresindeki bütün komşularını haraca bağlamış, kimisini vurmuş, kimisini kırmış, kimisini evinden yurdundan etmiştir; yine de ona aynı saygıyı duyar, elini aynı içtenlikle sıkar mısınız? Ve sıkarsanız, aynada kendi suratınıza nasıl bakarsınız?"
Sayfa 57 - Bilgi Yayınevi
224 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Attila İlhan'ın harika kalemi 60lı ve 70li yıllar üzerinden yola çıkarak yazdığı yazıların bir araya gelmesiyle ortaya çıkan Hangi Batı eserinin özünde Tanzimat'tan Cumhuriyet'e gelen geleneğin aslında ne olduğu ve nasıl anlaşıldığı bir nevi yarı sömürgeci bir ahlak anlayışına saplanıldığı buna da karşı çıkılmadığı anlatılmaktadır. Attila İlhan'a göre yanlış batılılaşmak ve batılılaşmaktan anladıklarımız büyük problem yaratmaktadır ve aydınların çoğu bu ikilem arasında kendisini kaybetmektedir. Bir kimlik kaybı, çağdaşlaşmaktan ziyade sömürgeleşmeye giden ahlakın şu an ne durumda olduğu ve neyi yansıttığı açıktır.
Hangi Batı
Hangi BatıAttila İlhan · Bilgi Yayınevi · 0574 okunma
Reklam
Türkiye'nin sorunu batılılaşma değil, çağdaşlaşma, çağdaş kişiliğini bulma sorunudur.
Türkiye'nin sorunu batılılaşmak sorunu değildir, mo­dern kişiliğini bulmak sorunudur. Bu arada yoksulluktan kurtulmak, endüstrileşmek, şehirleşmek sorunudur.
Aklın yolu bir. Çünkü ulusal nitelikleri es geçerek, eski Yu­nan, Latin, Fransız zart-zurt deyip de yapılacak batılılaşma, em­peryalist batının sömürgelerinde ve mandat'larında yaptığı batılı­laşma oluyor. Bizim 'ilerici' aydınların çoğu nasılsa o çukura düş­müşler, utanmadan Atatürk'ü de kendileriyle birlik gösteriyorlar. Atatürk, ulusal bilinç adamıydı, oysa yaptıkları batıcılık ulusal bi­linci yok eden bir batıcılıktır, kopyadır, taklittir, bunların!
Ahmak, hayran olur, bağlanır, çünkü anlamaz; zeki, kuşkulanır dibini karıştı­rır, çünkü anlar. Siz kendi hesabınıza ahmaklar defterine geçmek ister misiniz?
Reklam
Atatürk devrimciliğini ve devri­mini, toplumsal ve gerekirci bir gelişme zincirinin sıçra­ma noktası diye almayı, açıklamayı ve savunmayı bileme­dik. Ya yeni icat bir "gavurluk" gibi sineye çektik, ya da kökleri havada soyut bir başlangıç olarak alıp oradan sonsuza gidelim de­dik. Tökezledik. Hala da tökezliyoruz. Başka türlü olamazdı.
Fransız işçi sınıfıyla onun beğenmediği pasaklı işler arasında kara bir astar teşkil etmek. Bu size ağır gelmiyor mu, 'Viyana Kapıları' edebiyatının çocukları?
Türk'üz, Türk kalacağız. Uygarlığımızı çağdaş ölçülerle yeniden değerlendirmesini bileceğiz. Batılılık bu. Yoksa yarım yırtık bir yabancı dil belleyip bir yabancı uygarlığın kuyruğu­ na eklenmek değil. Baksanıza canım, İngiliz de, Alman da, Fran­sız da Batılı, biri ötekine benziyor mu?
Cumhuriyet sonrası kültür ve sanat dav­ranışlarımız Cumhuriyet öncesine göre bir aykırılık taşımıyor ki! Edebiyat-ı Cedide de birtakım Fransız akımlarının kopyasıydı, Garip hareketi de! Sonradan buna bir de İkinci Yeni kopyacılı­ğı eklenecek, üstelik o dönem siyasal bakımdan Türkiye'nin nere­deyse bağımsızlığını yitirdiği bir arayı vurgulayacaktı. Yalnız Ata­türk'ün sağlığında ulusal diyebileceğimiz bir sanat davranışı var: Hececiler, gerek içlem gerek biçim yönünden kendi güçlerince ulusal olanı vermeye çalışmamışlar mıdır?
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.