Alaycı suratlarını allak bullak edebilmek için yine de edebiyatımızın ağır toplarına, Yunus'a, Nedim'e, Baki'ye, Şeyh Galib'e başvurmam gerekmiştir. Öbür sesi tanıyor, babasına öykünen çocuğu seyreder gibi hafiften gırgıra alıyorlardı, ama bu ses, başka, değişik ve ulu bir sesti: Türktü. Siz buna ister gericilik deyin, onu da başka bir gün konuşuruz.