Tüm Belgrad gazeteleri 1935 yılı Şubat ayının son günlerinin birinde,Stişka Sokagi'ndaki 16a numaralı evde, evin sahibinin ölü bulunduğu haberini verdi.
"Size zarar verdiklerinde yahut utanç duymanıza sebep olduklarında da önce kendilerini,sonra etrafınızdaki çoğu insanı,başınıza gelenlerin sizin suçunuz olduğuna inandırmayı başarırlar.Böylece siz iki kez zarar görürken,o insanların egoları ise iki kez zafer kazanmış oluyordu. Zaferlerin ilki sizi bu hatayı yapmaya ikna edişleri,ikincisi ise yaşananların sorumluluğunu atıp size yükleyişleriydi.Bu nedenle küstah ve inatçı insanlar kendi zaafları ve eksikliklerini asla telafi edemezler,zira yaptıkları kötü davranışların sonuçlarını asla kendi üzerlerinde hissetmez, bu kötü davranışları yaptıklarından dahi haberdar olmazlardı."
Ama korktuğu şey başına gelmemişti. Başkentin kalabalık yaşamı iyiyi, kötüyü, şöhreti, rezaleti yutuyor, balta girmemiş bir orman veya bir okyanus gibi her şeyin üzerini örtüp unutturuyordu.
Bilmelisin ki insanlar, kendilerine muhtaç olmayan ve kendilerinden bir şey istemeyen insanlara karşı iyi ve vicdanlıdır. Eğer onlara bağlanır ve muhtaç bir konuma düşersen tanrı ve ruh, akraba ve dost, yüz ve hoşgörü, her şey orada sona erer.