Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hanımefendi

İvo Andriç

En Eski Hanımefendi Gönderileri

En Eski Hanımefendi kitaplarını, en eski Hanımefendi sözleri ve alıntılarını, en eski Hanımefendi yazarlarını, en eski Hanımefendi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sinemaya Başarıyla Uyarlanmış Romanlar
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası
Edebiyat Atlası
‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729) Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
208 syf.
9/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Para, para, para
Ivo Andriç denince akla ilk “Drina Köprüsü” eseri gelse de benim aklıma bundan böyle dilimize yakın zamanda çevrilen “Hanımefendi” isimli kitabının geleceği kesin. Şu ana kadar okumadığım bir kitabı dışında en sevdiğim kitabı bu oldu. Diğer eserleri kadar popüler olmasa da bu kitaptaki anlatımı ve olayları çok beğendim. “Hanımefendi” yazarın Bosna
Hanımefendi
Hanımefendiİvo Andriç · Ketebe Yayınevi · 2019112 okunma
Reklam
“ Halkın faydası için kullanılmayan para lanetlidir ve öyle kalacaktır.” Sima Milutinoviç- Sarayliya
Sayfa 5 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
“ Bilmeli ve asla unutmamalısın ki eğer insan, hayatın ondan istediği gibi gelirler ve giderler arasındaki ilişkiyi düzenlemeyi bilmezse, o kişi çökmeye mahkumdur. Eğer bunu beceremezsen, miras kalmış, sen kazanmışsın hiç fark etmez. Gelirlerin sadece saba bağlı değil, diğer insanlara ve çevrene bağlıdır, ama tasarruf etmek, işte bu sadece sana bağlıdır. Tüm gücün ve dikkatin sadece bunun üzerinde olmalı. İşte tan burada hem kendine hem de diğerlerine karşı acımasız olmalısın. Zira sadece kendi ihtiyaç ve arzularından fedakârlık etmen yetmez, bu tasarrufun küçük bir kısmı. Her şeyden önce daima içindeki, deyim yerindeyse büyük düşünceleri, iç ihtişamının efendilik alışkanlıklarını, eli açıklığı ve yapmacık olmayı öldürmelisin. İnsanların bize daha güzel isimlerle seslenmesi, geçerken herkesin dikkatini çekmek ve aslında bizi kandırması için olan bu zayıflık ve çabalarımızın, yeteneklerimizin meyvesini yutuyor. Tüm bunlar, bizim ömür boyu kölelik yapmamızın ve hatta tüm manasıyla çökmemizin de en sık nedenleridir. İşte bunların hepsini, kayıtsız şartsız ruhumuzdan söküp atmalıyız, zira tasarruf hayatın ta kendisi gibi acımasız olmalı. Ben kendi hayatımda farklı düşündüm ve aksini yaptım. İşte bu yüzden çöktüm. Şimdi gözlerimi açtığımda, benim bu çöküşümün sana bir ders ve örnek olmasını istiyorum.
Son 18 yılda dilenciler bu evde duygusal bir şekilde ağırlanır ve onalara bolca hediye verilirdi. Bu biliniyordu. Şimdi bunu da değişmesi gerekiyordu. Sadece, Hanımefendi bu hususu, hizmetçiler konusundaki gibi katı ve kestirmeden halledemeyeceğinin farkındaydı.
Saraybosna’nın Sosyo-Ekonomik Yaşamı
1906’larda Saraybosna! Eskilerin kesiştiği, kültürel alanların karıştığı, farklı yaşam tarzları ve zıt anlayışların çatıştığı şehir. Ama tüm bu çeşitli ve farklı sınıflar, dinler milletler ve toplumsal grupların ortak bir çizgisi var: Herkesin ve sahip olduklarından daha fazlasına ihtiyacı vardı... ... Saraybosna her zaman paranın ve para arayışının şehriydi, ama şimdi bu her zamankinden daha fazlaydı. Karmaşık Türk alışkanlıklarından ve aşırı Slav arayışından miras bu medeni dünya, şimdi de toplum ve toplum yükümlülüklerine dair Avusturya kavramlarını da almıştı. Bu şekilci kavramlara göre insanın şahsi itibari be sınıfsal onuru, kısır ve saçma harcamaların bütünlüğüne, genellikle boş ve komik, ruhsuz ve zevksiz lükse dayanıyordu.
Sayfa 48 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dilencilerin dahi geçip gittiği boş ve neşesiz, gülüşmelerin ve sohbetlerin olmadığı, sıcaklıktan ve süslemelerden yoksun olan bu ev, yeni ve sıradaşı misafirler ağırlamaya başlamıştı. Farklı insanların nasıl görünmez bağlarla para ve para arayışı tarafından çekildiği burada görülebiliyordu.
Sayfa 49 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
... En soğuk zamanlarda bile bu oda ısıtılmazdım Soğuk zamanlarda gelen konuklara “ Paltolarınızı çıkarmayın” derdi Hanımefendi ve intikamcı bir ses tonuyla eklerdi: “ Zira burada soba yakılmıyor.”
Sayfa 50 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
... Gelecek yıl ocak ayında, ilhak krizi zirve yaptığında ( 1908 Avusturya’nın Bosna Hersek’i ilhakı, Osmanlı toprağıydı) Rafo birden, adeta bir av köpeği gibi, dukaları satmak gerektiğinin işaretini verdi. Hanımefendi buna direniyordu, zira altının değeri durmadan artıyordu. Ancak Rafo, sabırsızca ve inatla, henüz değeri artarken tüm dukaları elinden çıkarması tavsiyesinde bulunuyordu, zira savaş çıkmayacağını bir-iki hafta içinde herkes anlayacak ve o zaman dukanın değeri hızlıca düşmeye başlayacaktı.
Sayfa 60 - Ketebe yayınlarıKitabı okudu
211 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.