Ortaçağ’da Doğu’da ve Batı’da, monarşilerde devlet; patrimonyal yapıda olup egemenlik gücü, mülk ve tebaa, mutlak biçimde hükümdar ailesine ait sayılırdı; yalnız onun lûtuf ve inâyetine erişenler, toplumun en şerefli ve zengin tabakasını oluştururdu.