Hayatın Satır Araları Sözleri ve Alıntıları
Hayatın Satır Araları sözleri ve alıntılarını, Hayatın Satır Araları kitap alıntılarını, Hayatın Satır Araları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öğretmen üzerinden öğrenciye ilim akar, hal akar...
Ekonomik olarak güçlü, üst seviyede eğitimli, ama yine de kadına şiddet olarak giden bir erkek. . . Ekonomi ve niceliğin öne çıktığı gerçeklikte bu anlaşılmayacak bir şey değil. Ve buradan çıkış, ekonomik ve nicelik olarak daha güçlü bir kadının varlığı değildir. Güce karşı güç, çıkar yol olamaz. Evet, Ananevi rol dağılımında eşler arasında bir alt-üst hâlleri bulunabilir. Ancak bu hiyerarşik yapılanma, "üst”te duran erkeğin ”alt"ta olan kadına baskı uyguladığı anlamına gelmiyor. Bu hâllerin karşılığı için Tradisyoni'st metinlere bakmak lazım; İslam’ın irfan külliyatına. . . Hayır, bugün problem konusu erkek Anane'nin kurguladığı bir tip değil. Yaşanan şey, erkeğin irfan mektebinden geçmemesiyle mümkün olabiliyor. Sorunumuz, manevi eğitimden yoksun olmamız sebebiyledir; geleneği terk etmiş olmamız, çıkarcı üretim süreciyle birlikte bir modellenmeye gitmemiz.
Çekoslovakya Devlet Başkam Havel’in muhteşem cümlesi mealen şöyleydi: “20. yüzyıl toplumları ekonomik parametrelerle değerlendirilirdi; kaç mühendis var buna bakıldı. Bu değişecek; 21. yüzyılda, toplumlar daha çok manevi ve entelektüel sermayeleriyle değerlendirilmekler. Kaç bilge kişi var diye bakılacak.”
Bugünkü eğitim; mesleklere,fabrikalara eleman yetiştiren bir süreç; insanı araçsallaştıran..
Çağdaş insanın ayırıcı özelliği nedir?
Araçlara daha çok sahip olmak! Modern insan, maddi imkânlar üzerinden kendini var hisseder; ne kadar güçlü ise, ne kadar şeye sahipse o kadar vardır. ”Sahip olduğun kadar varsın!" denmiştir kendisine, o da sahip olmaya çalışmıştır sadece. En sonunda da üretimden düştükleri için değersizleşen, bakıma muhtaç oldukları için de hayatın dışına itilen yaşlı bir nüfus, posa. . .
İlk nefes , hemen arkasından ağlama...
Bu insanın yeryüzündeki kronometresinin çalışması demektir.
Kabirleri putlaştıranlar irfansızlardır, ölüm konusunu duygusuzlaştıranlar ise vicdansızlardır.
Modern, çağdaş, Doğulu veya Batılı, erkek ya da dişi olmak, insana sonradan giydirilen vasıflardır.
Sayfa 15
Su yatağında (toprağında) akar! Suyun toprağa ihtiyacı vardır, toprağın da suya. Suyu ateşe serdiğinizde ateş döner, su da buharlaşır. Dolayısıyla astrolojik olarak su mizaçlı biri toprak kıvamlı birine denktir. Önemli olan, bir araya gelindiğinde hayatı karşılayabilme beceresini gösterebilmektir.
Sayfa 107Kitabı okudu
İnsanın bir maddi, bir de mana tarafı var; madde ve mananın oluşturduğu bir bütün... Genellikle maddi tarafı görünür ve gösterilir olsa da, insanın daha çok görünmeyen tarafıyla insan olduğu söylenir. Modern zamanlarda sekteye uğrayan, görünmeyen , dikkate alınmayan mana yönüyle... İnsan daha çok biyolojik bir varlıkmış gibi muamele görüyor. Bir kadavraymış gibi, yığınlarca işlemin nesnesi kılınmış.
Erkek karısını, kadın kocasını görmüyor artık. Karşı tarafın haklı olabileceği düşünülmediği gibi, hata da yapabileceği kabullenilmiyor. Hem birbirlerini göremiyorlar artık hem çocukları...
Sayfa 101 - sufikitapKitabı okudu
Dostluk eğitiminin alındığı ocak ve dergâhlarda şu denimir: “dikkat, her şey fanidir. Doğan her şey ölür. Bir şey doğumlu, dolayısıyla ölümlü ve sınırlı ise, ona yüklenecek mana da sınırlı olmalıdır. Bu sebeple sınırda kalmak değil, sınırı geçmek lazım. Sınırdan sınırsıza, sonludan sonsuza yüz çevirmek...”
Sayfa 62 - sufikitapKitabı okudu
Öğretmen, öğrenci, doktor, hasta, cinsellik; insan, hayat, doğum... Hayata kurucu özne olarak katılan durumların hepsinde bir “değer”sizleşme yaşanıyor. Toplumun davranış ve algısını değer değil; bencillik, çıkar ve haz belirliyor. Değerlerin belirlediği bir eğitim ve cinsellik yaşamıyor, değer içinde var olmuş bir sağlıktan geçmiyoruz.
Doğar doğmaz yaşlanmaya başlarız; yaşlandığımız için değil, doğduğumuz için ölürüz.
Sayfa 31Kitabı okudu
