Yazarın 1984 adlı romanından sonra okuduğum,yoğun ve sürükleyici olan ikinci eleştirel romanı...İnsanlardaki acımasızlıkların, kurnazlıkların, iktidar düşkünlüklerinin hayvanlara sirayetinin anlatıldığı bu romanda;
Bir çiftlikte yaşayan hayvanların kendilerini sömüren insanların yönetimini devirip kendi eşitlikçi toplumlarını kurma hayalleriyle başlar her şey ve bu hayali kararlılıkla gerçekleştirirler. Başlarda her şey yolundadır; fakat iktidar düşkünü domuzların devrimi yolundan saptırarak insanların yönetiminden handiyse daha baskıcı ve zorba bir diktatörlük kurmasıyla sonuçlanan roman aslında topluma kendi ayıbını,canavarlığını gösterir niteliktedir.
İnsanların kendinden daha zayıf insanlar üzerindeki hegemonyası ile domuzların kendinden daha zayıf hayvanlar üzerindeki heyemonyasını; çıkar ilişkilerini, körü körüne bağlılıklarını ve gözleriyle tanık olduklarına değil de laf cambazlığı yapanların düşüncelerini absorbe eden toplumun cehaletinin, 'OLMASAYDI OLMAZDIK' düşüncesiyle sorgulamadan inananların trajik hallerinin romanıdır bu.