Hayy Bin Yakzan sözleri ve alıntılarını, Hayy Bin Yakzan kitap alıntılarını, Hayy Bin Yakzan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın dostlara ihtiyacı vardır; fakat insan gerçeği kendi başına keşfetmeyi, güzelliği yalnız başına bulmayı, kendisi ile yaşamayı da öğrenmelidir. Tamamen yalnız olmak kadar, kendisine ayıracak bir ânı bile olmayacak kadar 'sosyal' olmak da gerçek dışıdır; insanın bütünlüğü için hem yalnızlık hem de dostluklar gereklidir; idealleri gerçek yapan sentez türü budur.
"Bilmiş ol ki, insanlardaki gazab kuvveti, ne zaman kendisinin istemediği bir şey görse veya işitse, öç almak isteğiyle kalbdeki kanı kaynatan, coşturan bir kuvvettir."
Gözünde bedenin hiçbir değeri kalmadı. Değerli olanın sadece ve sadece, bir süre bedende misafir olduktan sonra oradan ayrılmış olan şey olduğunu anladı.
"Yarattığının her bir zerresini rıfk ve mülâyemetle yaratarak, âlem-i mülk ve melekûtta zuhûr edecek herhangi bir şeye âgâh olarak bütün kâinâtı yaratan zât sizin gizli veya âşikâr konuştuğunuzu ve içinizde düşündüğünüzü bilmez mi?" Kurân-ı Kerîm, Mülk Suresi, 14.
İbn Tufeyl, selim bir aklın doğruları ile sahih bir dinin doğruları arasında hiçbir tenâkuz bulunmadığı yolundaki fikrini Hay b. Yakzân'la dile getirmektedir.
Her türün ferdlerinde ayrı ayrı bulunan ruhlar da aslında bir tek rûhun parçalarıydı. Aralarındaki ayrılık sadece ayrı yüreklerde dağılmış olmalarından kaynaklıydı.
" evrenin yokluktan sonra yaratılmış olması, zamanın ona öncelik kazanması demekti. halbuki zaman sonradan yaratılmış olduğunu varsaydığımız evrenin bir parçasıydı ve ondan ayrı tutulması mümkün değildi. Bu nedenden dolayı evrenin zamandan sonra olması anlaşılabilecek bir şey değildir.”
"Acaba bütün bu evren yoktan mı var olmuştu? yoksa bir başlangıcı yok muydu? hep var mıydı? Şüphe ve tereddüt içinde kalmıştı.
" Evrenin başlangıcının olmaması ihtimali üzerine düşündüğü zaman, sonsuz boyutlara sahip bir cismin var olmasının imkansızlığını ispatlayan delillere benzeyen bir çok delil, başlangıcı ve sonu olmayan bir varlık düşüncesini de imkansız kılıyordu. Üstelik bu varlığın yaratılmışlardan arınmış olmadığını da görüyordu. Yaratılmışlıktan arınmayan bir varlığın yaratılmışlardan önceliği düşünülemezdi. Yaratılmışlar üzerine önceliği olmayan herhangi bir varlık da zorunlu olarak yaratılmış olacaktı."