Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hegel Tartışmaları

Eyüp Ali Kılıçaslan

Hegel Tartışmaları Gönderileri

Hegel Tartışmaları kitaplarını, Hegel Tartışmaları sözleri ve alıntılarını, Hegel Tartışmaları yazarlarını, Hegel Tartışmaları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hegel'in girişiminin Platon'un programının bir gelişimi ya da bir anlamda tamamlanması olduğu kolaylıkla görülebilir. Bunun, kelimenin tam anlamında, Hegel'in Tinin Görüngübilimi'nin gerçek amacı olduğunu düşünüyorum.
168 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kitabın adı Hegel tartışmaları olsa da icerikte bir kaç filozofa daha rastlıyoruz. -Tanrı’nın kendisi öldü -Halkın Afyon’u -Nihilizm -Sınıfsal baskı toplumsal algı -Din -TIN
Hegel Tartışmaları
Hegel TartışmalarıEyüp Ali Kılıçaslan · Bibliotech Yayınları · 20152 okunma
Reklam
Bitirirken: Hegel temellere ya da öğelere, (görgül) bilginin ola­naklılığının koşullarına bir geri gitme anlamında aşkınsal felsefe ge­liştirmemişti. Hegel'in aşkınsal bir filozof olmadığı kabul edilmelidir. Hegel'in aşkınsal felsefe yapmadığının ve aşkınsal bir filozof olmadı­ ğının anlamı onun bilgi anlayışında ve Tin/Geist kavramında yatar. Ve Geist Kant'ın aşkınsal felsefesinden çıkış olarak okunmalıdır.
Sayfa 160 - BibliotechKitabı okudu
Kant'a göre, bilgi sorunu ''olanaklı bir deneyimin koşulları''nın bir çözümlemesiydi. Bu durum bilincin nesnesiyle deneyim ilişkisinin özel bir kavramını gerektirir. Ben'e ya da Ego'ya kendinde-eksiksiz/ tamamlanmış ve kendinde-kapalı soyut bir Ben olarak bakılır. ''Ola­ naklı" deneyimdeki "olanaklı''nın yalnızca kesin olarak sağlaına alın­ mış ve değişmez birşeyle ilişkisiyle anlamı vardır
Sayfa 156 - BibliotechKitabı okudu
Bilginin herhangi bir yorumu söz konusu olduğunda şunları düşünmekten çekinmek için bir gerekçe gözükmemektedir: Soru sormak, özellikle de aklayatkın sorular sormak ve bunların yanıtlarını vermek bilgelikte ve içgörüde derinliği göstermeleri açısından önemlidir, bilgeliğin ve içgörünün bir kanıtıdır. Soru saçma olduğun­ da, anlamsız, saçma yanıtlar verilecek; ve bu durumda yalnızca soru soran küçük düşmüş olmayıp, bu sorulara verilen saçma yanıtlara kanan dinleyici kitlesi de ele ayağa düşmüş olacaktır.
Sayfa 151 - BibliotechKitabı okudu
Evrensel yaşam bireysel şeklin özünü oluşturur, bireysel şekil ka­lıcılığını yaşamda bulur. Yaşamı tükettiğinde, başka olarak onu kendi içine koyduğunda, bireysellik yalınlığını, ayrıca özünü ortadan kal­ dırır; tözü böler. Böyle yapmakla bireyselliği yeniden koyar
Sayfa 140 - BibliotechKitabı okudu
Reklam
Hegel'e göre yaşam tam, eksiksiz gerçekleşmesini evrensel özbi­ linçte bulur. Her özbilinç bireysel olarak, bireyselleşmiş dirimli bir şey olarak kendi kendisinin bilincini taşır. O gerçekte yalnızca tüm yaşamdan ayrı ve kendine ait bir kalıcılığı olan olarak, evrensel öz­ bilinç olarak bir birey olduğunun yavaş yavaş bilincine varmalıdır.
Sayfa 139 - BibliotechKitabı okudu
Özbilinç bir yandan ''kendinin-bilgisi''dir; diğer yandan, "Gerçek onun kendisinden başka bir şey olmadığı" için ''gerçekliği ile özdeş kesinlik''tir. Kesinlik, ''kendini'' bilen bir Ben'in, Kendi'nin bilgisidir, kendisinden ayırtettiği salt kendisi olarak kendisidir. Kendi içinde başkalığı koyar. Bu ayrım dışarıdan bir başkalık/başkası yoluyla sağ­lanmaz, çünkü özbilinç için ayrım bir başkalık olarak ortadan kaldı­rılır. Başkası, ayrım içseldir; ayrımın dışsallığı yoktur. Ayrım, özbilinç için, varlık şeklini taşımaz
Sayfa 135 - BibliotechKitabı okudu
''İnsan en yüksek varlığına, Tanrısına, kendi içinde sahiptir; bir birey olarak kendi içinde değil, ama kendi özsel doğası içinde, cin­si (Gattung) içinde. Hiçbir birey cinsinin (seiner Gattung) yeterli bir tasarımı değildir, ama yalnızca insana! birey cins ve birey arasındaki ayrımın bilincindedir. Din bu ayrım duygusunda kök salar." "Tanrı insanın en yüksek...öz-duygusudur (Selbstgefühf)". “Tanrı insanın en yüksek özgürlük duygusudur".
Sayfa 131 - BibliotechKitabı okudu
Tinin dünyası ikiye bölünmektedir: birincisi edimsellik dünyası ya da onun kendisineyabancılaşmasıdır; ikincisi ise, Tinin, kendini birincinin üzerineyükselterek, arı bilinç Eterinde kendi için kurduğu dünyadır. Bu ikinci dünya oyabancılaşma ile karşıtlık içinde durmaktadır ve tam bu nedenle ondan özgürdeğildir; tersinegerçekteyalnızcayabancılaş­ maııın iki ayrı dünyanın bilincini taşımaktan oluşan ve ikisini de kap­ sayan öteki biçimidir.
Sayfa 125 - BibliotechKitabı okudu
Reklam
Sıradan bilincin bakışaçısı ve felsefenin bakışaçısı arasında be­ lirgin bir farklılık vaı·dır. Sıradan bilincin kendisini evinde hissettiği yerde filozof kendisine yer olmadığını düşünür. Sıradan bilinç için felsefe kolayca erişilebilecek bir şey olmayıp, hemen ele geçirileme­yecek kadar uzaktadır. Hem sıradan bilinç hem filozof birbirlerin gerçeği ters yüz etmekle suçlarlar. Sıradan bilinci birdenbire felse­feyle tanıştırmak, işin aslına bakılırsa, onu "kafası üzerinde yürü­meye zorlamak''tan başka bir anlama gelmeyecektir; alışkanlıklarını terk etmeye zorlanacak olan bilinç kendisine zorbaca davranmış ola­caktır; oysa buna hiç gerek yoktur
Sayfa 116 - BibliotechKitabı okudu
Ancak bilince (ve bilgiye) yeni yaklaşım radikal farkını en çok her bir bilinç biçiminin bilgi iddiasını kendi-kendisine-eleştirisinde ve teorik deneyimden pratik deneyime, ahlaksal, hukuksal, politik, estetik, dinsel, vb. deneyime kadar yaygınlaştırılmış, geliştirilmiş deneyim anlayışında gösterir. Burada önemli olan nokta, bilincin de­neyiminin yalnızca teorik deneyime, örneğin bilmeye, sınırlandırıl­mış olmayıp bütün bir deneyimler (istenirse 'pratik'ler de denebilir) dizisini kapsadığıdır. Burada bilincin olanaklı tüm deneyim biçimleri içerilir
Sayfa 115 - BibliotechKitabı okudu
Hegel de, pek çok çağdaşı gibi, ''bilgi'' sorununa bir çözüm bulma­ ya çalıştı. Ancak bunu yaparken kendisini klasik epistemolojiye sınır­ landirmak yerine, bir başka deyişle, bilgiye ilişkin psikolojik, formel ve soyut açıklamalara girişmek yerine (çünkü bütün bu yaklaşımlar, gerçeğin bilinemeyeceğinde sonlanıyorlardı), ilk ve yeni bir bilim olma özelliğiyle fenomenolojiyi (görüngübilimi) geliştirdi
Sayfa 114 - BibliotechKitabı okudu
Marx dinin, ''dünyanın tinsel aroması/hoş kokusu" olduğundan söz ederken; Hegel, Hint dininin, ''bütün çevreye ve tüm ilişkilere Ruhun gül soluğunu yayan, dünyayı bir Sevgi Bahçesine dönüştüren bu Çiçek-Yaşamının düş/emse/ ve tinsellik dolu çekiciliği''nden sözeder
BibliotechKitabı okudu
Dinsel sefillik bir yandan edimsel sefilliğin ifadesidir ve diğer yandan edimsel sefilliğe karşı protestodur. Din, tinsiz koşulların tini olduğu gibi, ezilmiş, bastırılmış yaratığın (bedraengten Kreatur) iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbidir. Din halkın afyonudur (das Opium des Volkes).
BibliotechKitabı okudu
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.