Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hepimiz Tehlikedeyiz

Pier Paolo Pasolini

En Eski Hepimiz Tehlikedeyiz Gönderileri

En Eski Hepimiz Tehlikedeyiz kitaplarını, en eski Hepimiz Tehlikedeyiz sözleri ve alıntılarını, en eski Hepimiz Tehlikedeyiz yazarlarını, en eski Hepimiz Tehlikedeyiz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye'de tasarladıgınız film konusunda biraz ayrıntı verebilir misiniz? Çünkü böyle bir filmin hem turizm açısın­dan hem de Türk halkı açısından önemi var. Bildiginiz gibi Richardson burada bir film yaptı ve ilgililerden hayli yardım gördü. -Bu soruya basit bir şekilde cevap verebilirim. Oidipus için uyguladığım yöntemi Medea için de uygulayabilirim. Fakat onu tekrarlamak değil onu aşmak için. Türkiye'de iller dışında arkaik bir köy bulmak istiyorum. Yöresel özel-liklerin ağır basmadığı fakat sadece arkaik bir köy. Böyle bir köy ancak bize o zamanın köylerinin havasını verebilir. "Kral Oidipus"ta o zamanın giysilerine, o özelliklere fazla dikkat etmediginiz görülüyor. Daha çok kendiniz bir özellik yaratmış gibisiniz. Acaba "incil" filminde de aynı türden bir önemsemezlik var mıydı ve bundan sonraki filmlerinizde de aynı tutumu sürdürecek misiniz? - Bundan önceki filmlerimde bu özelliği önemsemedim. Yapmayı tasarladığım "Medea" ise iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm mitolojik yapıda ve bu birinci bölümde yöresel giysi özelliklerine dikkat edeceğim, ikinci bölüm ise modern bir bölüm.
Uzun bir zaman cinsel ve duygusal yaşamımın tümünün anneme beslediğim bu aşırı ve anormal sevginin bir sonucu olduğunu düşündüm. Ama çok kısa bir zaman önce babamla ilişkimin de çok önemli olduğunu farkettim. Hep babamdan nefret ettiğimi sanırdım, oysa gerçekte ondan nefret etmiyordum; bir çatışma içindeydik, şiddetli bir gerilim vardı aramızda. Bir sürü nedeni vardı bunun, en başta çekilmez, bencil, benmerkezcil, zalim, baskıcı kişiliğiydi babamın, öte yanda ise olağanüstü derecede naif bir insandı. Ayrıca bir ordu mensubu olması dolayısıyla milliyetçiydi; faşizmi dektekliyordu, ve bu aramızdaki çatışmanın başlıca nedenlerinden biriydi.
Reklam
Sinemanın düşsel olduğunu söylerken önemli bir şey söylemedim. Bunu kayıtsızca, öylesine söyledim. Demek istediğim, bir imgenin bir sözcükten daha fazla "düşsel" olduğu idi. Düşlerimiz sinematografiktir, edebi değil. Bir ses imgesi bile, diyelim bulutlu bir gökyüzünde gökgürültüsü, bir yazarın verebileceği en şiirsel ifadeden daha gizemlidir. Bir yazar, düşselliği verebilmek için oldukça rafine bir dil işlemine girişmelidir. Oysa sinema, fiziksel seslere daha yakındır, süslemeye pek gerek yoktur. Bütün gereken gökgürültüsü ve bulutlu bir gökyüzü çekmektir. Artık gerçekliğin müphemliğine ve gizemine yakınsınızdır.
fotoğrafı çekilmiş bir ağaç şiirseldir, fotoğrafı çekilmiş bir insan yüzü şiirseldir, çünkü kendi içinde fizikselliği şiirseldir, çünkü o bir görüntü, gizemlidir, müphemdir, çünkü çok anlamlıdır, çünkü bir ağaç bile dilsel sistemin bir imidir. İyi ama, ağaçtan kim konuşuyor? Tanrı ya da gerçekliğin kendisi. Böylece ağaç, bir im olarak bizim gizemli konuşmacıyla iletişim kurmamızı sağlar. Bu nedenle, nesnelerin doğrudan fiziksel yeniden üretimlerini sağladığı için, sinema özünde şiirseldir.
Pasolini ile trajik sonundan birkaç saat önce yapılan son röportaj'dan
Su yükselir, masum bir sudur bu, ne denizin hırçınlığı ne de nehrin kollarının kötülüğü vardır bu suda. Fakat, herhangi bir nedenden dolayı alçalmaz da hep yükselir. Birçok çocuk şiirindeki, "yağmurun altında şarkı söylerken"deki sudur. Ama yükselir ve seni boğar. Eğer bu noktadaysak diyorum, zamanımızı oraya buraya bir etiket koyarak geçirmeyelim. Bu lanet olası suyun çıktığı noktayı bulalım, henüz hepimiz boğulmadan.
Hayır, patron olmaksızın patrona karşı çıkan o zavallı ve gerçek halka özlem duyuyorum. Herşeyden soyutlandıkları için kimse onları sınıflandıramamıştı. Ben patronla aynı, ne pahasına olursa olsun, herşeyi isteyen zencilerden korkuyorum. Bu acımasız şiddete yönelik inatçılık artık karakter ayrılığını yıkıyor.
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.