"Yıkımları zihin törpülerdi.Kalp sineye çekerdi. Ancak zaman, sinsi bir düşman gibi muhafaza ederdi. Ve çok uzun zamandır, yıkımın da bir rengi vardı. Mavi; yıkım mavisi."
Güzel bir serüvenin daha sonuna geldim. His serisin de Ruhlar Sehrini, Ateş' i, Hare'yi, Sezgin, Hakan, Derin'i okumayı çok sevdim. Özellikle farklı bir ortamda geçen, konusu ve kurgusuyla bizi kendisine bağlayan bir serüven oldu.
Üçüncü kitabın bittiği yerde elinizde mutlaka dördüncü kitap olmalı. Gerçi her kitabın sonu şok edici bitiyor ama bu bi başkaydı. Olaylar tamamen hiç aklıma gelmeyen yerlere doğru aktı gitti. Ahhh Ateş yine olanlar ona oluyor yahuu, neden onu hiç kimse anlamaz, ben hariç...
Hare'nin başına gelenler, küçük bir umuda körü körüne bağlanması yüreğimden vurdu diyebilirim, bi ara ben bile acaba dedim olabilir mi? ama tüm dostları yanında ve yardıma hazırdı. Böyle bir durumdan nasıl kurtulacak derken yazar öyle güzel bağlantı yapıyor kii bir taşla iki kuş diye buna derim ben...
Seri baştan sonu büyük merakla okuttu kendini, her kitapta farklı olayların olması okuyucuya heyecan kattı özellikle hikayeye farklı karakterlerin girmesi de üstüne bonusu oldu....