Hastalıklı bir düşünce, bedeni humma ya da veremden bile daha fazla bitirip tüketebilir."
*
19. yy Fransız Edebiyatı' nın baş hikayecilerinden, edebi çevre şanslısı( Flaubert,Zola,Daudet), annesinden yadigar olan zihin sancısı sahibi, intihara bu yüzden hep meyletmiş olan Guy De Maupassant; burun önü karesinden bile yeni bir gezegen yaratabilecek denli, gerçekliği ve farklılığı rahatsız edecek zekaya, edebi yeteneğe sahip olduğundan yarattıkları bu güne değin tazeliğini koruyarak gelmiş ve halen de birçok yazarın da kendisinden etkilenerek, feyz aldığı bir yazar.
*
Bu kitabında düşüncenin karanlık kısımlarından ürettiği( Poe sonrası doğmuş olması kendisi için büyük nimet) okuyanı huzursuz edecek denli gergin tutan ama yine de belirsizliğiyle kendini cezbedici hikayeleri var Guy' ün.
Hayatını okumadan kitabına dalmış biri olarak bu zihin sağlıklı bir zihin olamaz dediğimde haklı çıkacağımı da tahmin etmiştim ki sanat böylesi zihinlerin evladıdır.
Çok sevdim.
Çok hayran kaldım.
43 yıllık yaşamına sığdıklarına ulaşabildiğim için de şanslıydım.(belki hepsine değil)
Bir de şu Eyfel Kulesi' ne ayar olup, onu göremediği tek yer olduğu için bünyesindeki restaurantta yemek yiyen adam da kendisidir.
Bir diğer tuhaflık da annesinin, kendini saçlarıyla boğmaya çalışması, şahsen böylesi bir intihar çeşidini duymamıştım.
Öyle
Lütfen kendinizden geçirin bu eseri.
#neokudum
#guydemaupassant
#horlavediğerfantastikhikayeler