“You are my world,” Cassius said solemnly, without a moment’s hesitation.
“And you are mine,” I echoed.
Tuz ve Keder Evi beni gerçekten korkutan bir kitap oldu. Kitap küçük bir deniz kasabasından, 12 kız kardeşlerden birinin cenazesiyle başlıyor. Thaumas Düzinesi denen bu kızkardeşlerden her sene biri değişik şekillerde ölüyor. En son ölen kardeşle 8 kişi kalıyorlar. Annaleigh, ana karakterimiz, kardeşinin ölümünün gizemini çözmeye kararlı olarak bir takım maceralara atılıyor. Bu maceralardan birinde Cassius ile tanışıyor. Ve bu da farklı bir yere açılan kapılar bulmasıyla sonuçlanıyor. Kardeşler kendilerine uygun bir talip bulmak amacıyla bu kapıdan geçip her gece balolarda dans ediyorlar. Ama zamanla balolar tuhaf bir hal almaya başlıyor. Bir de evde babalarının genç karısının hamilelik sorunları ile uğraşıyorlar. Kitapta hayaletler, cinayetler ve gizem unsurları bolca var. Hatta baya da ürkütücü. Beni oldukça korkuttu. Başlarda durağan ilerlese de sonlara doğru tempo arttı. Bi yerden sonra neyin gerçek neyin yalan ya da hayal olduğunu ayırt edemedim. Tam bir spooky sezon okumasından beklenilen her şeyi verdi. Bu tür konuları sevenlerin okumasını kesinlikle tavsiye ederim.