Hukuk Felsefesi
Adnan GürizEn Eski Hukuk Felsefesi Gönderileri
En Eski Hukuk Felsefesi kitaplarını, en eski Hukuk Felsefesi sözleri ve alıntılarını, en eski Hukuk Felsefesi yazarlarını, en eski Hukuk Felsefesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Bilim insana servet ve lüksü tanıtmış fakat aynı zamanda insanlar arasında eşitsizliğe neden olmuştur. Ayrıcalıkların ve paranın hâkim olduğu bir dünyada gerçekten yetenekli olanların hayat hakkına sahip olması çok zordur.
Sayfa 192
Örneğin, A'nın, B'nin belli bir davranışını "iyi" veya "doğru" olarak nitelendirmesi aslında "değer ahlâkı" ile ilgilidir. Ancak A, B’nin "iyi" veya "doğru" olarak nitelendirdiği davranışını benimseyerek o da B gibi davranmak kararını verir ve hareketini buna göre düzenlerse, “değer ahlâkı" alanından "ödev ahlâk"ına geçilmiş olur.
Toplum üyelerinin hukuka genel olarak uymalarında, hukuka uymanın ahlâki bir ödev olduğu fikrinin toplumda varlığı çok önemli bir etkendir.
2001 kabul tarihli Türk Medeni Kanunu'nun 364. maddesinde "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri refah içinde bulunmalarına bağlıdır." hükmü bulunmaktadır.
Ahlâk kurallarının uygulanmaları veya önemlerini yitirip uygulanmamaları sosyal süreç içinde ağır ağır gelişir ve gerçekleşir.
Quaker (Society of Friends) olarak isimlendirilen, George Fox tarafından XVII. yüzyılda kurulmuş bulunan ve Protestanlığın bir kolu olan dini hareketin mensupları savaşın dini-ahlâki inançlarına ters düştüğünü ileri sürerek zorunlu askerlik hizmetini verine getirmemek konusunda çaba harcamışlardır. Bu hareket üyelerinin 1917 yılından itibaren askerlik hizmetine alternatif olacak hizmetleri belirlemek konusunda çalıştıkları dikkati çekmektedir. ikinci Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri mahkemeleri savaşmayı, dini-ahlâki inançlarına aykırı bularak reddeden Quaker'lerle ilgili çeşitli kararlar vermişlerdir. Quaker'lerin pozitif hukuk düzenini kendi inançlarına aykırı bularak reddetmeleri pozitif hukuk ile ahlâki inançlar arasındaki çekişmenin ilginç bir örneğini oluşturmuştur.