Hüsn-ü Aşk kitaplarını, Hüsn-ü Aşk sözleri ve alıntılarını, Hüsn-ü Aşk yazarlarını, Hüsn-ü Aşk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cehennem, senin güzelliğinin baharına nispetle bir gül bahçesi; uçsuz bucaksız deniz, aşkının kıvılcımına karşı bir katre kandan ibaret.
Bir incim var; gözyaşı mı desem, gönül mü desem; o tek ve eşsiz inci, açıkça benim; fakat gizlice senin,
Bir merhametli kişi tanırım ki adı sevgi ve adelettir; sabaha benzeyen göğsüne, gönlüne konuk olarak gelmez mi ki?
Sevgili misin, bela mısın can fitnesi misin; ey aman bilmez, artık aman senin elinden.
Galib, tutalım ki o güzelin vadi yalanmış; inan, çünkü senin dinine yalan sığmaz.
Ey âlemi gezip gören göz, hiç tapteze, yeni ve ıslak gözyaşın yok mu? Sen sevgi tufanı mısın; yoksa senin incin yok mu?
Ey gönül, onun bakışındaki büyü yüzünden sahralara düşmüşsün; deli misin sen, benden haberin yok mu?
Dünyayı yakan bu ahin bir yalımı olmaz mı? Ey ışığa düşman gece, senin seher vaktin yok mu?
Ey gonca, çiğ tanesi yücelere çıksın da sen yerde kalasın; sana düşmez bu. Yoksa yol azığın mı yok?
Galib, her gece, onun hayaliyle gönlün felaketle dopdolu; yoksa o Ay yüzlünün gönlünde yerin yok mu?
Bir iddia uğruna 'Divan Edebiyatının' en büyük eserlerinden birisinin yazılacağı kimin aklına gelirdi ki?
"Nâbî'nin de hikâyesinin konusunu İranlı şair Şeyh Attâr'dan aldığını ve orada bulunanların âdeta kendisine, imtihan mahiyetinde bu çeşit bir eser yazmasını teklif ettiklerini söylemesi üzerine Hüsn ü Aşk'ı yazdığını anlatır."