Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası

M. Asım Köksal

Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası Sözleri ve Alıntıları

Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası sözleri ve alıntılarını, Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası kitap alıntılarını, Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sana da emanına da lanet olsun.
"Bizi ne için çağırdın? Bizden ne istiyorsun?" dediler. Şimr: "Ey kızkardeşimin oğulları! Sizlere eman verilmiştir!" dedi. Bu yiğitler(Hz.Ali'nin oğulları Abbas, Cafer ve Osman): "Sana da, senin emamna da Allah lanet etsin! Sen bizim gerçekten dayımız olsaydın, bize eman verip de Resu­lullah'ın oğluna eman vermemezlik eder miydin?" dediler. Şimr'in eman ve himayesini reddettiler.
"Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayınız!" (Enfal: 60)
Reklam
İbn-i Abbas: Sanıyorum ki; sen bir sabah kadınlarının ve kızlarının arasın­da Osman'ın öldürüldüğü gibi öldürüleceksin! İnna lillahi ve inna ileyhi raciun" dedi. Hz. Hüseyin: "Ebu'l-Abbas! Sen artık iyice yaşlandın!" dedi. İbn Abbas: "Eğer sen beni ziyaret etmiş olsaydın, iki elimle başına sarılır, saçını yakalardım. Seni durduracağımı bilsem, böyle yapardım!" dedi ve ağladı. Hz. Hüseyin: "Vallahi, filan yerde şöyle şöyle öldürülmem için Mekke Hare­minden çıkıp oraya gitmem, bana daha sevgili ve hayırlıdır!" de­di
İyi bil ki; yeryüzü halkı hep ölürler, gök halkı kalırlar.
Sayfa 160Kitabı okudu
Hz. Hüseyin şehit edildiği gün, Bettü'l-Makdis'teki Hacer(Kaya)'nın altında yeni boğazlanmış deve veya koyun kanını andırır bir kan görüldü. (Bu kan, Hz. Ali şehit edildiği zamanda görülmüştü.)
Sayfa 245Kitabı okudu
Reklam
Ax malé dünya..
*** "Halk ondan(Yezid) daha çok korkar; dünyalığı ondan daha çok umar. Yanlarına varacak olursan, onlar senden mal ihsan etmeni isti­yecekler. Çünkü, onlar dünya ve dünyalık kuludurlar."
"Bir adam, ihram halinde elbiseye sivrisinek kanı bulaştığı, yahut bir sineği öldürdüğü zaman ne yapmak lâzım geleceğini Ibn Ömer'den sormuştu. İbn Ömer, ona: 'Sen nerelisin?' diye sordu. Adam: Iraklıyım! deyince, İbn Ömer: Hele şuna bakın! Resûlullah Aleyhisselamın oğlunu öldürdüler de, şimdi bana sivrisineğin kanından dolayı ne yapmak lâzım gele ceğini soruyor! Halbuki, ben Resûlullah Aleyhisselamın: Hasan ve Hüseyin ki, onlar benim dünyada öpüp kokladığım iki reyhanımdır! buyurduğunu işitmişimdir dedi."
Asıl alçak bu işte
Şimr b. Zilcevşen, İbn Ziyad'ın yazısını Ömer b. Sa'd'a verdi. Ömer b. Sa'd, yazıyı okuyunca: "Vay, Allah senin cezanı versin, seni evine kavuşturmasın! Sen bana ne kötü haber getirdin! Vallahi, ona yazmış olduğum şeyi senin de beğenip kabul edeceğini sanıyordum. Sen işimizi bozdun, karıştırdın! Biz sulh ve müsalemet ummuştuk. Vallahi, Hüseyin teslim olmaz, boyun eğmez! Kişi babasından olur, babasına çeker!" dedi.
Reklam
İbn Abbas, bu hususta Yezid'e yazdığı yazısında: "Ben Osman'dan ayrılmış, bir köşeye çekilmiş bulunuyordum. Fakat, senin baban o zaman işbaşında bulunuyor, ona bakıp duruyorken, onun yardımına koşmakta ağırdan almış, gecikmişti. 'İmdat!' diye bağırdığı ve kendisinden medet istediği zaman, baban onun tarafından gelenleri yanında tutmuş, bekletmişti. Sonradan sonraya, özürler dileyerek adamlar göndermişti. Babanın gönderdiği adamlar imdadına yetişemeden, onun öldürüldüğü öğrenilmişti!"
Ebu'r-Rebi' b. Seb', Hz. Hüseyin'in menakıbını anlatırken Yakub b. Süfyan'ın şöyle söylediğini nakleder: "Çiftliğimde idim. Cemaatle yatsı namazını kıldıktan sonra, odada oturduk. Hüseyin b. Ali bahis konusu edildi. Orada bulunan adamlardan birisi: 'Hüseyin'in üzerine yürüyen ve onun şehit edilmesine yardım edenlerden olup da ölmeden önce bir azap ve felakete uğramayan bir kimse yoktur!' dedi. Odada bulunan çok yaşlı bir adam: 'Ben de onun hadisesinde bulunanlardanım. Fakat, şu saatime kadar bu yüzden hoşlanmadığım hiçbir şeye uğramamışımdır!' dedi. Yanmakta olan kandil o sırada sönüverdi. İhtiyar onu yakmak için kalktı. Ateş, birden parlayıp, ihtiyarın elbisesini tutuşturdu. İhtiyar, canını kurtarmak için Fırat ırmağına daldı. Fakat ateş onu orada da yakaladı. Ölünceye kadar onun yakasını bırakmadı!" Bu ihtiyar hakkında: "Ateşte yanma azabı ile suda boğulma azabı birleşti!" denilmiş­tir.
Karısı da nefret ediyor.
Havli, Hz. Hüseyin'in başını kesmek isteyen ve İbn Ziyad'a gö­türen kimse idi. Havli'nin evini ansızın kuşattılar. Havli, evinin hacasının içine gizlendi. Muaz, Ebu Amre'ye, evin aranmasını emretti Havli'nin karısıı, yanlarına geldi. Ona: "Kocan nerededir?" diye sordular. Kadın: "Onun nerede olduğunu bilmiyorum!" demekle beraber, eliyle de hacaya işaret etti. Bacaya girdiler. Onu orada başına sepet geçirmiş bir halde bu­lup çıkardılar.
Esed oğullarından bir bedevi, gelip Hz. Hüseyin'in kabrini araştırdı. Toprakları avuç avuç alıp koklamaya ve kabrin bulunduğu yere doğru yavaş yavaş gitmeye başladı. Kabri bulununca da: "Babam, anam sana feda olsun! Senden ve senin toprağından daha hoş, daha tatlı bir şey olmamıştır" diyerek ağladı.
Sayfa 215Kitabı okudu
"Ey zaman! Üf! Bıktım senin arkadaşlığından! Senin nice sabah ve akşamlarına sahip ve talip olanlar, ölmüş gitmişlerdir. Zaten, zaman iyi ve salih kişileri tüketmeye doymaz. İşler ancak Celil olan Allah'a rücu eder. Her canlı ahiret yoluna çekilir gider!"
136 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.