Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hz.Muhammed-Silahlı Peygamberin Medeniyet Devrimi

Doğu Perinçek

Sayfa Sayısına Göre Hz.Muhammed-Silahlı Peygamberin Medeniyet Devrimi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Hz.Muhammed-Silahlı Peygamberin Medeniyet Devrimi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Hz.Muhammed-Silahlı Peygamberin Medeniyet Devrimi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyanın neresinde olursa olsun, ister Çin'de ve Rusya'da, ister Batı'nın Atlantik kıyılarında, ister Güney Afrika'da ve Latin Amerika'da, İslam’ın ortaya çıkışı, Ortaçağ'ın en büyük devrimidir ve Hz. Muhammed de bu büyük devrimin önderidir.
Sayfa 13 - ÖnsözKitabı okudu
Reklam
Hz. Muhammed'i arıyorsanız, kendisini bütün insanlığa kabul ettirdiği yerde bulabilirsiniz.
Sayfa 14 - ÖnsözKitabı okudu
Yunus Emre, dört kitabın manasının peşinden koştuktan sonra şu saptamada bulunuyor: "Sen sana ne sanırsan Ayruğa da onu san Dört kitabın manası Budur eğer var ise."
Sayfa 15 - ÖnsözKitabı okudu
Hz. Muhammed de vicdanlı ve cesur bir devrimciydi. Elindeki kılıç, O'nu diğer peygamberlerden üstün kılmıştır. Çünkü devleti ancak o kudretle kurabilirdi. Yeni medeniyeti, ancak devletle ve orduyla inşa edebilirdi. Bütün medeniyetler, ayrıksız kılıçla kurulmuştur.
Sayfa 15 - ÖnsözKitabı okudu
“Sen benim yüreğimdesin, Ve başka bilen yoktur seni.“
Sayfa 17 - (Mısır Firavunu Ulu Aten İlahisi)Kitabı okudu
Reklam
Medeniyet (civilisation), tarihsel olarak kabile toplumundan çıkış sürecinde ortaya çıktı. Sabanın ucuna demirin takılması veya hayvancılıkta önemli teknolojik gelişmeler sonucu üretim fazlası oluştu. O durumda üretim fazlasına kimin sahip olacağı sorunu da kabile toplumunun gündemine geldi. Yüzlerce ve hatta bazı toplumların serüveninde daha uzun süren gelişmeler üzerine özel mülk sahipliği istikrar kazandı, kabile toplumları sınıflara bölündü, elde edilen üretim fazlasının değiştirilmesi süreçleri gelişti, ticaret doğdu. Ticaretin gelişmesi para ekonomisini getirdi ve matematik de bu süreçte ortaya çıktı ve gelişti.
Sayfa 18 - Kabile Toplumundan Medeniyete ÇıkışKitabı okudu
Civilisation kavramının Arapça ve Türkçe karşılığı olan Medeniyet, Arapçada medine yani kent sözcüğünden geliyor. Medeniyetin kentleşme süreciyle bağlantısı, Latincede olduğu gibi Arapçada da kendisini gösteriyor. Türkçemizin uygarlık kavramı ise, Uygurlardan türetilmiştir. Ogur köküyle bağlantısı, yine medeniyet kavramıyla ilintilidir. Ogur ya da Oğuz dediğimiz kabile toplulukları, uygarlaşma sürecinin önemli bir atağıdır. Kabilelerin birleşmesi, ticaretin gelişmesi ve kabilelerin çözülmesiyle olmuştur.
Sayfa 19 - Özel Mülkiyet, Ticaret ve KentleşmeKitabı okudu
Kabile toplumu, kan bağına, İbni Haldun'un teorisinde "asabiyye"ye dayanıyordu. Dünya tarihinin ilk büyük devlet teorisyeni İbni Haldun, kandaş kabile topluluğunun çözülmesiyle ümmet toplumunun oluştuğunu açıklar. İslamiyetin, ümmet anlayışıyla asabiyyeyi kaldırdığını belirtir, böylece bütünleşme sağlanır. Artık kabile bağının, yani asabiyye bağının yerini ümmet bağı almaktadır. İbni Haldun'un göndermede bulunduğu Hucurat suresinin 23. ayetinde bu olay şöyle saptanır: "Allah sizlerden, Cahiliye döneminin kınanası geleneklerini ve babalarla atalarla övünmeyi kaldırdı. Hepiniz Adem oğullarısınız. Adem ise topraktan meydana gelmiştir."
Sayfa 19 - Kabile Toplumundan Medeniyete ÇıkışKitabı okudu
Mısır'ın yerli halkı, bildiğiniz gibi Müslüman Arapların hâkimiyetinden önce Arap değil, Kıpti'ydi. Ülke, Müslüman Araplar tarafından işgal edilince Koptça da Kıptilik de tasfiye edildi, Mısır'a Arap dili ve kültürü egemen oldu.
Sayfa 27 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tek tanrılı İbrahim dininin Mısır'da, Musa'dan önceki kurucusu olan Amenofis, her duanın sonunda kendi adının anılması talimatını vermişti: Amen! İslamiyet ile beraber ''Amin'' olarak devam etmiştir. Asıl garip olan ise, hem Yahudiler hem Hıristiyanlar hem de Müslümanlar, gerek Tevrat'da, gerek Kur'an'da nefretle söz ettikleri halde, Mısır Firavununun adını saygıyla anıyorlar: Amen! Amen! Amin!
Sayfa 27 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Tarihten biliyoruz ki önce insanlar arasında efendi-kul ilişkisi doğdu. Daha sonra bu ilişkiyi meşrulaştıran din ortaya çıktı. İnsanlar kendi aralarında efendi-kul ilişkisini yaşadıktan sonra, bu modele göre ''İlaha kulluk'' kavramını ürettiler. Sümer ve Babil tanrıları, Mısır'ın tanrısı Ammon-Ra, Yunan tanrısı Zevs, Fenikelilerin baş tanrısı Ba'l, Türklerin tefrişi Gök Tengri, Arapların ilahları, hepsi, efendi modeline göre yaratılmışlardır. İnsan toplumlarında efendi yokken, bu tanrılar da yoktu. Tanrılar, insanlar arasında efendi-kul ilişkisinin doğduğu tarihsel süreçte ortaya çıkmıştır. Büyük dinlerin tanrısı, bu tanrıların geliştirilmeleri ve daha üst düzeyde soyutlanmalarıyla ortaya çıktı.
Sayfa 29 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
''Tanrılara tapmak, kralları ve bu gibi başka büyük insanları saymaktan doğup gelişmiştir, dolayısıyla bu saygının daha bir büyütülmüş, ileri götürülmüş şeklinden başka bir şey değildir.
Sayfa 30 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.