Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

(Felsefi Antropolojinin Işığında)

Hz. Muhammed ve Kuran

Hasan Aydın

En Eski Hz. Muhammed ve Kuran Sözleri ve Alıntıları

En Eski Hz. Muhammed ve Kuran sözleri ve alıntılarını, en eski Hz. Muhammed ve Kuran kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kutsal kitabı yorumlama yöntemi, doğayı yorumlama yönteminden farklı olmadığı gibi, ona bütünüyle uygundur da... Gerçekten de doğayı yorumlama yöntemi, öncelikle doğa tarihi üstüne sistemli bir araştırma sürdürmek, sonra da doğal şeylerin tanımlarını kesin veriler olarak ondan çıkarmaktır. Aynı biçimde, Kutsal Kitabı yorumlamak için de, onun hakkında tarihi bir araştırmayı sistemli olarak ve eksiksiz bir dürüstlükle sürdürmek zorunludur. Sonra da, bunu tartışılmaz sonucu olan, kesin veriler ev ilkelerle Kutsal Kitap yazarının zihniyetini ondan çıkarmak gerekir." -Benedictus Spinoza, Tractatus Theologico Politicus
Ünlü İslam düşünürü Fazlur Rahman'ın da belirttiği gibi, "İslam dinsel bildirilerinin, bir boşluğa değil, her şeyden önce belli bir toplumsal aşamada, belli inanç ve değer yargılarına sahip, belli bir kültürel alt yapısı olan, belli bir bilinç düzeyi olan topluma seslendiği bilinmektedir.
Reklam
Her dil, insani biliş tarafından koşullandığı için sınırlı bir anlatım olanağına sahip olduğu gibi, belli bir mantıksal yapıyı da beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla, dilsel olarak ifade edilen her şeyin kimi sınırlılıklara sahip olması ve beşeri bir mantığa bürünmesi kaçınılmazdır.
İnsan sadece düşünen bir varlık değil, aynı zamanda duyguları olan bir varlıktır. Antropolojik ve Sosoyolojik çalışmaların da gösterdiği gibi, insan hem dış dünya hem de kültür dünyası tarafından da kuşatılmış bir varlıktır. Yani insan için içselin, diğer bir deyişle biliş ve duyuşun yanında bir de dışsal olan, dış dünya ve kültür dünyası söz
Her dilin ve kültürün nesneler dünyasına bir bakışı, kavrayışı, kategorileri ve yönelişi vardır ve bu bakış tarihsel bir süreç olarak kavrandığında oldukça dinamiktir. Bu durum çoğu kez çeviri dediğimiz etkinliklerde de sıkıntı yaratır. Sözgelimi, Arapçada sözcükler eril ve dişil olarak öbeklenmekte ancak bunun Türk dilinde bir karşılığı bulunmamaktadır. Bu öbeklemenin doğaya,insana, topluma ve kutsal olana bakışta bilişsel,duyuşsal ve kültürel etkisinin olmadığı söylenemez. Kim ne derse desin, Arap dilinde gökyüzü dişi, Tanrı ise eril formlarda anlatılır. Bu formların bilişsel,duyuşsal ve kültürel anlamları bulunur. İnsan biliş, duyuş, dil ve kültür tarafından sınırlanıyorsa, onun ürettiği hiçbir şey geniş anlamıyla evrensel olamaz...
Sayfa 15
Mehmet Dağ-Hasan Aydın
Bu nedenle Kuran öncelikle insanı kendi Tanrısına inandırmak için beşeri her türlü aracı kullanır. Bunlar arasında insanda var olan ve inanmanın belki de en güçlü temeli iki duyguyu ele alır: Umut ve korku. Kuran insanın bu dünyada elde edemediklerini öteki dünyada elde edebileceği umudunu verir, kutsal bildiriye ters düşen davranışları nedeniyle acıyla ve cezayla(ikab) korkutur.
Sayfa 21
Reklam
Mehmet Dağ-Hasan Aydın
Tanrının ne olduğuna gelince, Kuran'da biri insanbiçimci, öteki ise bilebileceğimiz her şeyden soyutlanmış iki farklı Tanrı anlayışı yer alır. Bir yanda öfkelenen, intikam alan(züntikam), ezen(kahhar), merhamet eden(rahim), bilen (alim), isteyen(mürid), etrafı kanatlı meleklerle çevrili taht üzerinde oturan, yeri ve gökleri altı günde yaratan, sonra tahtına kurulan bir Tanrı; öte yanda ise hiçbir şeye benzemeyen bir Tanrı
Sayfa 22
Mehmet Dağ-Hasan Aydın
Gerçekten de bilinen ve kavranan bir şeye inanmanın anlamı yoktur, bir şey bilinmiyor ve kavranamıyorsa insan için gizemli bir yanı varsa inanılabilir.
Sayfa 23
Ayrıca dil tarihseldir; dolayısıyla toplumsal gelişime koşut bir biçimde devinir, evrilir ve gelişir.
Sayfa 31
Ancak bu arada dönemin kavramsal yapısının etkisiyle akıl ve kalp arasında ayrım yapmaz ve kalbi de düşünce merkezi olarak görür.
Sayfa 34
212 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.