Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım)

İmam Gazali

İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) Gönderileri

İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) kitaplarını, İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) yazarlarını, İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn (8 Cilt Takım) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ravi der ki: Aişe bu sual karşısında ağladı ve buyurdır - Resûlüllah'ın her şeyi garibti. Bir gece benim hüc re-i saådetime geldi Mübarek teni tenime dokununcaya kadar yaklaştı, sonra buyurdu: "Beni bırak! Rabbine kul luk yapayım!"
Mansur bin Ammår buyurdu: "Bazı gecelerde, Küfede, bir åbidi dinledim. Rabbine münâcât ederek diyordu. - Ey Rabbim! Senin izzetine yemin ederim. Günahımla sana muhalefeti kasdetmedim. Sana isyan ettiğimde, senin makamını bilmediğim, cezâna kendimi maruz bıraktığım, bakışını hafife saydığım halde sana isyan etmedim. Fakat nefsim beni aldattı. Şekavetim de bu hususta aleyhimde ona yardımcı oldu. Benim üzerime sarkıtılan perden beni aldattı. İşte dolayısıyla cehaletimle sana isyân, fiilimle sana muhale- fette bulundum. Binaenaleyh şu anda senin azabından beni kurtaracak kim var? Veya sen, sarkıtmış olduğun ipi ben- den kesersen kimin ipine sarılayım. Yârın senin huzurunda durmaktan vay benim rezaletime! O zaman ki, yükleri hafif olanlara Geçiniz", yükleri ağır olanlara da "Yüklerinizi ko- yunuz" denilecek. Acaba yükleri hafif olanlarla beraber olup geçecek miyim veya yükleri ağır olanlarla beraber olup yй- kümü bırakacak mıyım? Vay hâlime. Senelerim ilerledikçe günahım çoğalır! Vay halime. Ömrüm uzadıkça mâsiyetle- rim çoğalır! Ne zaman tevbe edecek, ne zaman dönüş yapa- cağım? Yaklaşmadı mı ki, Rabbimden utanayım?
Reklam
Ubeydullah el-Beceli" çokça ağlıyordu. Ağlamasında bü- tün gece boyunca şöyle diyordu: "Ey mâbúdum! Ben o kimseyim ki, ömrüm uzadıkça günahım artar. Ben o kimseyim ki, ne kadar bir hatayı terketmeyi kastedersem başka bir şehvet önüme çıkıyor! Ubeydullah'ın vay haline! Bir günah daha çürümeden o günahın sahibi başka bir günahın peşinde! Ubeydullah'ın vay hâline! Eğer ateş benim için sığınak ve istirahat yeri ise, Ubeydullah'ın vay hâline!
ey nefis! Eğer nefsini tam mânasıyla tanı- mış olsaydın, muhak-kak zannedecektin ki, insanlara her- hangi bir belâ ancak senin meymenetsizliğinden isabet eder. Azab olasıca, ey nefis! Kendi nefsini İblis'in merkebi yap- tın. İblis seni istediği yere çekip götürüyor. Seninle istihza ediyor. Buna rağmen sen kendi amelini beğeniyorsun. Hål- buki onun içinde öyle åfetler vardır ki, eğer başbaşa onlardan kurtulursan, kår senin ellerinde olur. Birçok hata ve kayışla- rına rağmen nasıl amelini beğeniyorsun? Halbuki Cenâb-ı Hak, İblis'in bir hatâdan ötürü ikiyüz bin sene (Adem yara- tılmazdan evvel) kendisine ibâdet ettikten sonra dergahından kovdu.
Ey nefis! Bilmez misin, günahkâr bir kimse, insan pisli- ğinden de daha pistir. Bilmez misin, insan pisliği, başka pis- likleri temizlemez. Sen kendi nefsinde temiz olmadığın hâlde başkasının temizlenmesine nasıl tama' edersin?
Ey nefis! Rahmet olasıca! Utanmaz mısın? Görünür ta rafını halk için süslü-yor, gizlilikte de büyük günahlarla Al- laha karşı mübareze ediyorsun! Acaba halktan utanıyor da hälıktan utanmıyor musun?
Reklam
Ey nefis! Rahmet olasıca! Acele et! Helåk olmaya yak laştın. Ölüm yaklaştı. Korkutucu geldi. Ölümden sonra se- nin yerinde namaz kılan kim? Ölümden sonra senin yerinde oruç tutan kim? Ölümden sonra Rabbini senden razı ede cek kim var? Ey nefis! Rahmet olasıca! Senin için, ancak sa- yılı günler vardır. Eğer o günlerde ticaret edersen, onlar se- nin sermayendir. Halbuki onların çoğunu zâyi ettin. Eğer geri kalmış hayatın boyunca zâyi etmiş olduğun hayatından ötürü ağlarsan, yine kendi nefsin hakkında kusurlu sayılır sın. Geri kalmış kısmı zâyi ettiğinde ve âdetinin üzerine i5- rarlı bulunduğunda, acaba durum nasıl olur? Ey nefis! Bilmez misin, ölüm, sana vadedilendir. Kabir senin evin, toprak döşeğin, böcekler arkadaşındır. En bü yük korku (kıyamet dehşeti) önündedir. Bilmez misin, ey nefis, günahkârlar bir gün bile dünyaya dönmeyi temenni ederler. Tā ki, yapmış oldukları kusurları telafi etmekle meşgul olsunlar. Halbuki sen de onların te mennisindesin. Senin ömrünün bir günü, onlara dünya ve için-dekilerin karşılığında satılırsa, eğer güçleri yetiyorsa mu hakkak bunu satın alacaklardır. Halbuki sen günlerini gaf- let ve tembellikte zayi ediyorsun.
Ey nefis! Eğer cehaletinden ve basiretinin körlüğünden âhireti istemek için dünyayı terketmiyorsan, acaba, dünya- daki ortakların hasisliğinden uzak kalmak için neden dünyayı terketmiyorsun? Dünya meşakkatinin çokluğundan, süratle fena olmasından korunmaktan ötürü neden bırakmıyorsun? O dünyanın çoğu, senin hakkında zahidlik yaptıktan sonra sen neden onun azı hakkında zâhidlik yapma-yasın? Sana ne olmuş ki, öyle bir dünya hoşuna gidiyor ki, eğer sana yar- dım ederse, senin memleketin yahudi ve senin önüne geçen ateşperest bir cemaattan hâli değildir. Halbuki onlar sen- den daha fazla dünya menfaat ve süsüne mazhar olmuşlar- dır
Rahmet olasıca, ey nefis! Cehaletinden vazgeç!. Ahire- tini dünyanla kıyás et! Allah buyurur: Sizin yaradılışınız ve ölümden sonraki dirilişiniz ancak bir nefis gibidir. Nasıl ki, ilk yaratılışta başladık, öylece ölümden sonra dirilteceğiz. Nasıl Allah sizi yoktan yaratmış ise, öylece, ölümden sonra da diriltileceksiniz. Allah'ın kanunu budur. O kanunun de ğiştirildiğini göremezsin.
Rahmet olasıca, ey nefis! Dünya hayatının seni aldatması uygun değildir. Şeytan seni Allah'tan kandırmasın. Nefsine dikkat et! Senin emrin başkası için mühim değildir. Vakitle- rini zâyi etme! Nefesler sayılıdır. Senden bir nefes çıktıktan sonra senin bir kısmın gitmiş demektir. Hastalıktan evvel sıh- hatından ve meşguli-yetten evvel boşluktan, fakirlikten evvel zenginlikten, ihtiyarlıktan evvel gençlik-ten, ölümden evvel hayattan istifade et. Ahirette kalacağın kadar âhirete hazırlan
Reklam
Binaenaleyh kim ki, mücahedenin elemine karşı sabret- meye güç yetirmiyorsa, o kimse, Allah'ın azabının elemine karşı nasıl güç yetirecektir?
Ey nefis! Kendi nefsine bakmaktan ancak, gizli bir kü- für veya açık bir ahmaklıktan ötürü gevşediğini görüyorum. Gizli küfre gelince, o, hesab gününe olan inancının zá- fiyetidir. Sevabla ikabın miktarının büyüklüğüne olan ma- rifetinin azlığıdır. Açık ahmaklığa gelince: O da, senin, Al- lah'ın kerem ve afvına güvenmendir. Buna rağmen Allah'ın mekrine ve senin ibadetinden müstağni olmasına iltifat et- meyişindir
Keşke bilseydim şiddet bakımından şehvetler den sabretmenin elemi mi daha büyük ve müddet bakı mından daha uzundur, yoksa ateşin cehennem derekelerin deki elemi mi?
Düşünmez misin, ne zamana kadar nefsine vadedip ona "Yarın yarın" diyeceksin? Halbuki "Yarın" geldi ve "Bugün" olmuştur. Onun için "Dün" ün hükmü vardır. Hayır. Belki sen bugün ondan âcizsin. Öyleyse "Yarın" ondan, daha da aciz olursun. Zira şehvet kökleşmiş bir ağaç gibidir. Öyle ağaç ki, kul onu kaldırmakla, görevlendirmiştir. Kul onun kaldırıl- masından zaiflikten dolayı aciz olup onu te'hir edince, tıpkı genç, kuvvetli olduğu hâlde bir ağacın sökülmesinden âciz olup onu başka bir seneye te'hir eden bir kimse, gibi olur. Halbuki bu kimse biliyor ki, zamanın uzaması ağaca kuv- vet ve kök salma imkânını verir. Sökmekle görevli bulunan kimseyi de, zaiflik bakımından, eksiltir. Binaenaleyh genç lik anında güç yetirilmeyen bir şeye, ihtiyarlık anında hiçbir zaman güç yetirilemez. Yaş ağaç eğilmeyi kabul eder. Ku- ruyup, seneler üzerinden geçtiğinde eğilmeyi kabûl etmez.
farzet ki ömrün sonunda hummalı çalışma men- faat verir ve insanı yücelik derecelerine vardırır! Bu tak dirde umulur ki, içinde bulunduğun bugün senin ömrünün sonu olsun! O hâlde, neden bugünde ibadetlerle meşgul ol mu-yorsun?
1.500 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.