Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt

İmam Gazali

İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt Gönderileri

İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt kitaplarını, İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt sözleri ve alıntılarını, İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt yazarlarını, İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Edebiyatçı da eğer düşünseydi, Arab edebiyatının diğer lisän edebiyatından farklı olmadığını, Arab dili ve edebiyatı ile uğraşmanın, herhangi bir dilin edebiyatından farklı bir husüsiyyet taşımayacağını anlardı. Aradaki fark, Kur'- an ve Sünnetin Arapça olmasındadır. O hâlde yalnız Kur'an ve sünnetin anlaşılmasına yarayacak kadar edebiyat, lügat ve nahiv kafi idi. Fazlasının lüzumsuz bir yorgunluk olacağını anlardı. Aynı zamanda yalnız Kur'an ve hadis ile alakalı, lügat, nahiv ve edebiyat ile iktifa etse de, Kur'an ve hadisin hükümlerini yerine getirmese, yine aldanmıştır. *Yeterince öğrendikten sonra fazla dalmadan şeri ilimlerde amel etmek gerektigini,diğer ilimler amelin hizmetçisidir.,ameli ihmal ettikçe aynı uğraşın içine tekrar düşülür diyor.
Sayfa 852Kitabı okudu
İlmin ile ne amel ettin, Allah'a karşı şükür vazifeni nasıl yerine getirdin? denir. Yine Resül-i Ekrem (SAV) şöyle buyurmuştur: Kıyamet günü insanların en şiddetli azab olunanı, ilmi kendisine fayda vermeyen alimdir»,
Reklam
Hasan-ı Basri'ye, bazı kimseler, amel etmedikleri halde. Allah'tan ümidimizi kesmeyiz», derler. Bunlar hakkında ne buyurursunuz? diye sorduklarında, Hasan-ı Basri Bu ümidleri çok uzak, o, onların arzularıdır. Zira uman arar,korkan kaçar, dedi
Şeytan insanı, görünüşü güzel,fakat içi bozuk olan sözlerle aldatır.Zaten görünüşde güzel olmasa,insan ona aldanmazdı.
Doğrusu Ben, tevbe edeni, İnanıp yararlı iş işleyerek doğru yola gideni bağışlarım (20 - Ta-Ha: 82), Şüphe yok ki iyi hareket edenlere Allah'ın rahmeti çok yakındır (7-A'ra f 56) İhsân, Alahi görür gibi O na ibadet etmendir, Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Asra kasem olsun ki, insan hiç şüphesiz hüsran içindedir. Ancak inanıp hayırlı iş işleyenler, birbirlerine gerçeği tavsiye edenler ve sabırlı olmayı tavsiye edenler bunun dışındadır (103-Asr:1-3),
Akıllı,nefsini deneyip ölümden sonrası için çalışan, ahmak da nefsinin arzularına uyup Allah tan uman kimsedir Tirmizi İbn-i Mace,Şeddad b Evs den rivayet etmişlerdir.
Reklam
Bundan sonra bilmiş ol ki; saadetin anahtarı zeká ve uyanıklık, sekaavetin kaynağı ise, gaflet ve aldanmaktır. Allahü Teälä'nın kullarına verdigi nimetler arasında iman ve marifetten daha büyüğü yoktur. Buna da ancak basiret nüru ile genişleyen kalb sayesinde erisilir. Küfür ve masiyetten de büyük felaket olamaz. Buna da cehalet zulmetiyle körleşen kalblerden başkası davet etmez. Basiret sahibi kimselerin kalbleri : "İçinde ışık bulunan bir kandil yuvasına benzer. O ışık bir cam İçindedir, cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Bu ne yalnız doğuda ve ne de yalnız batıda bulunan bereketli zeytin ağacımdan yakılır. Ateş değmese bile, nerde ise yağın kendisi aydınlatacak" (34-Nür: 35), kaibleri aldanmis olanlar ise ; "Veya engin denizin karanlıklarına benzer. Onu, üstüste dalgalar ve dalgaların üstünde de bulutlar örter; karanlıklar üstünde karan liklar, insan elini uzattığı zaman, nerde ise onu bile göremez. Allah'ın nur vermediği kimsenin nuru olmaz, (24 - Nûr: 40). İmân núru ile aydınlanmayıp bu dünyada basiretleri kör olanlar âhirette daha kör ve daha sapık yoldadırlar, (17 - İsrȧ: 72).
Kibir bölümünden alıntılar
Neticeler insanlar için kapalıdır.Aklı başında olan neticeye bakar.Dunyadaki bütün faziletler, akıbet için istenir. Bilmiyorum,belki Allah buna hidayet nasib eder de,benim şimdiki mertebemde olur. Fakat herkese düşen vazife âkıbeti için kendi nefsini ıslah ve kalbini düzeltmekle meşgul olmaktır.Kendisi tehlikede olduğu halde başkasına acımak,
Unutulur.Oyle unutulur ki ,hiç yokmuş gibi olur.Fakat böyle kalmaz.Muayyen zaman geldiği vakit, daha büyük belalarla karşilaşmak icinyeniden diriltilir.Dağılmış parçaları toplanarak diriltilir.Kıyametin şiddetine hazırlanir.Kıyametin şiddetine hazırlanir.Kıyametin koptuğunu,göklerin yarıldığını, yeryüzünün değiştiğini,hallaç pamuğu gibi atıldığını, yıldızların döküldüğünü, güneşin karardığını,cehennem in solumasını,mücrimlerin hasretle cennete baktıklarını görür de ,hasret ve nedametler içinde kalır.Amel sahifelerinin dağıldığını görür ve kendisine,İşte yaptıkların bu defterde, kitabını oku,denir.O,Bu kitab nedir ?diye sorunca,kendisine,Senin sevinip nimetleri ile övünerek böbürlendiğin dünya yaşayışında sana tayin edilen iki meleğin az ve çok iğneden ipliğe konuştuklarını, yaptıklarını,yetip içtiğini, kalkıp oturduğunu ve senin unuttuklarının hepsini yazdılar.Allah Teâlâ bunların hepsini senin için zabtettirdiği kitabdır.Şimdi hesap ve cavaba hazır ol.Cevanb veremediğin takdirde azab olunacaksın!derler.Adam bu hitabin şiddetinden kendisinin rezil ü rüsvay olacağını düşünerek amel defterini açıp bakmadan önce şaşırıp kalır.Hele bir de kitabını açıp baktığı ve içindeki kepazelikleri okuduğu zaman,Vay bana,bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük her yaptığım burada yazılıdır,der.İste sonu bu. Allah Teâlâ; Sonra dilediği zaman onu tekrar diriltir. Abese 80/22 ayetiyle buna işaret etmiştir.
142 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.