Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt

İmam Gazali

Öne Çıkan İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt Gönderileri

Öne Çıkan İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt kitaplarını, öne çıkan İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt yazarlarını, öne çıkan İhyâu Ulûmi’d-Dîn - 3. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir zaman gelecek ki, ümmetim sizin yaptığınızın onda birini yapsalar da kurtulacaklardır
Kibir bölümünden alıntılar
Neticeler insanlar için kapalıdır.Aklı başında olan neticeye bakar.Dunyadaki bütün faziletler, akıbet için istenir. Bilmiyorum,belki Allah buna hidayet nasib eder de,benim şimdiki mertebemde olur. Fakat herkese düşen vazife âkıbeti için kendi nefsini ıslah ve kalbini düzeltmekle meşgul olmaktır.Kendisi tehlikede olduğu halde başkasına acımak,
Reklam
Bilginin yeri kalptir. Kalp kelimesiyle bütün organları yöneten manevi özü kastediyorum. Bu öz, bütün organların kendisine itaat ve hizmet ettiği yönetici konumundadır. Kalbin bilgiye konu olan gerçekliklerle ilişkisi, ayna ile maddi nesneler arasındaki ilişkiye benzer. Nasıl ki maddi varlıkların bir formu bulunmakta olup, bu formun örneği aynaya yansıyor ve orada görünür oluyorsa bunun gibi bilgi konusu her nesnenin de bir gerçek varlığı olup, o varlığın formu kalp aynasına yansımakta, orada netleşmektedir. Ayna başka, nesnelerin formları başka, bunların aynadaki yansımaları yine başkadır; bu üçü, üç farklı şeylerdir. Bunun gibi kalbin bilgilerle ilişkisinde de bir kalp var, bir nesnelerin gerçek varlığı var, bir de aynı gerçek varlıkların kalpte doğması, yani kavranması vardır. Buna göre bilen özne eşyanın hakikatlerinin kendisine yansıdığı kalp, bilinen nesne eşyanın hakikatleri, bilgi de bu hakikatlerin örneğinin aynadaki (kalpteki / zihindeki) yansımasıdır.
Şeytan insanı, görünüşü güzel,fakat içi bozuk olan sözlerle aldatır.Zaten görünüşde güzel olmasa,insan ona aldanmazdı.
Unutulur.Oyle unutulur ki ,hiç yokmuş gibi olur.Fakat böyle kalmaz.Muayyen zaman geldiği vakit, daha büyük belalarla karşilaşmak icinyeniden diriltilir.Dağılmış parçaları toplanarak diriltilir.Kıyametin şiddetine hazırlanir.Kıyametin şiddetine hazırlanir.Kıyametin koptuğunu,göklerin yarıldığını, yeryüzünün değiştiğini,hallaç pamuğu gibi atıldığını, yıldızların döküldüğünü, güneşin karardığını,cehennem in solumasını,mücrimlerin hasretle cennete baktıklarını görür de ,hasret ve nedametler içinde kalır.Amel sahifelerinin dağıldığını görür ve kendisine,İşte yaptıkların bu defterde, kitabını oku,denir.O,Bu kitab nedir ?diye sorunca,kendisine,Senin sevinip nimetleri ile övünerek böbürlendiğin dünya yaşayışında sana tayin edilen iki meleğin az ve çok iğneden ipliğe konuştuklarını, yaptıklarını,yetip içtiğini, kalkıp oturduğunu ve senin unuttuklarının hepsini yazdılar.Allah Teâlâ bunların hepsini senin için zabtettirdiği kitabdır.Şimdi hesap ve cavaba hazır ol.Cevanb veremediğin takdirde azab olunacaksın!derler.Adam bu hitabin şiddetinden kendisinin rezil ü rüsvay olacağını düşünerek amel defterini açıp bakmadan önce şaşırıp kalır.Hele bir de kitabını açıp baktığı ve içindeki kepazelikleri okuduğu zaman,Vay bana,bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük her yaptığım burada yazılıdır,der.İste sonu bu. Allah Teâlâ; Sonra dilediği zaman onu tekrar diriltir. Abese 80/22 ayetiyle buna işaret etmiştir.
Resul-i Ekrem (S.A.V.) şöyle buyurmuştur; Nice saçı darmadağınık, toz toprak içinde eski elbiselere bürün- müş, kimsenin kıymet vermediği insanlar var ki, bunlar sözlerinde du- man ciddi kimselerdir. Bera b. Malik de bunlardan biridir», 836) Müslim. Ebü Hüreyre'den rivayet etmiştir
Reklam
Bundan sonra bilmiş ol ki; saadetin anahtarı zeká ve uyanıklık, sekaavetin kaynağı ise, gaflet ve aldanmaktır. Allahü Teälä'nın kullarına verdigi nimetler arasında iman ve marifetten daha büyüğü yoktur. Buna da ancak basiret nüru ile genişleyen kalb sayesinde erisilir. Küfür ve masiyetten de büyük felaket olamaz. Buna da cehalet zulmetiyle körleşen kalblerden başkası davet etmez. Basiret sahibi kimselerin kalbleri : "İçinde ışık bulunan bir kandil yuvasına benzer. O ışık bir cam İçindedir, cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Bu ne yalnız doğuda ve ne de yalnız batıda bulunan bereketli zeytin ağacımdan yakılır. Ateş değmese bile, nerde ise yağın kendisi aydınlatacak" (34-Nür: 35), kaibleri aldanmis olanlar ise ; "Veya engin denizin karanlıklarına benzer. Onu, üstüste dalgalar ve dalgaların üstünde de bulutlar örter; karanlıklar üstünde karan liklar, insan elini uzattığı zaman, nerde ise onu bile göremez. Allah'ın nur vermediği kimsenin nuru olmaz, (24 - Nûr: 40). İmân núru ile aydınlanmayıp bu dünyada basiretleri kör olanlar âhirette daha kör ve daha sapık yoldadırlar, (17 - İsrȧ: 72).
Yaradana sığınarak kimseye yüz kızartmadan akşama girenden daha huzûr içinde kimse olamaz», Böyle yapmakla hem şerefini korumuş ve hem de alnı açık olur, <Kanâat, såhayı temizlemek ve helâl ile iktifâdır. Böyle davrananlar, hiç bir zaman sıkıntıya girmezler Diğer bir şair de: Ben geçim için sağa sola koştuğum ve evimden ayrı bulunduğum sıralarda, uzakta kaldığım için dost ve ahbabımın benden haberi olmadığı gibi, geçim telâşesiyle ölüm bile aklıma gelmez. Halbuki ben kanâat sahibi olsam, rahatlıkla rızkım ayağıma gelirdi. Kanaat, mal çokluğunda değil, gönül tokluğundadır
Akıllı,nefsini deneyip ölümden sonrası için çalışan, ahmak da nefsinin arzularına uyup Allah tan uman kimsedir Tirmizi İbn-i Mace,Şeddad b Evs den rivayet etmişlerdir.
Şaşılacak şeydir ki, insan taşa tapan putperestleri kınar ama aklının üzerindeki örtüyü kaldırıp gerçek durumunun açığa çıkmasını sağlarsa, kendisinin de aşağılık zevklerine ya da saldırgan duygularına boyun eğip kulluk ettiğini görecektir.
142 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.