x

İhyau Ulumi'd-Din (4 Cilt Takım)

İmam Gazali

Sayfa Sayısına Göre İhyau Ulumi'd-Din (4 Cilt Takım) Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre İhyau Ulumi'd-Din (4 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre İhyau Ulumi'd-Din (4 Cilt Takım) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Günâhın lekesi silinmek için akabinde bir hasene yapmak gerekir. Şayet hiç günâh işlemeden hasene yaparsa, kalp daha çok cilalanır ve parlar, önce günâh yapıldığı için hasenenin faydası kaybolur. Çünkü ancak o lekeyi temizleyebilir. Bununla beraber kalp yine eski hâline dönmüş olur. Fakat parlaklığı artmaz. Böyle, bir yandan günâh ile kirlenip akabinde yapılan sevap ile ancak o pisliği temizlemek, açık bir zarar ve muhakkak ki, bir eksikliktir. Elbette kirlendikten sonra, kirini gidermek için cilâlanan ayna ile hiç kirlenmeden parlaklığını arttırmak için cilâlanan ayna bir değildir. Kalbi cilâlandıran, şehevî arzulardan uzaklaşıp tâat ve ibâdete teveccüh etmektir. Bunun için Allahu Teâlâ: “Bizim için mücâhede edenleri elbette bize gelen yola hidâyet ederiz." (Ankebût sûresi, 29/69) buyurmuştur. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): "Kim bildiği ile amel ederse, Allahu Teâlâ bilmediğini de ona öğretir." Buyurmuştur.
Tâatlar, âzaların amellerinin bütün gayesi, kalbin tasfiyesi ve tezkiyesidir, cilâlanmasıdır. Kalbi temizleyen kurtulmuştur. Kalbin temiz edilmesinden gaye; îman nurlarının orada hâsıl olmasıdır. Yani marifet nurunun parlamasıdır.
Sayfa 51 - Çelik yayınevi, 5.ciltKitabı okuyor
Reklam
İstemek, kabul etmekten de daha ileridedir.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: إن الله عز وجل يبسط يده بالثوبة لمسيء الليل إلى النهار ولمسيء النهار إلى الليل حتى تطلع الشمس من مغربها "Allahu Teâlâ gece günâh işleyene sabaha kadar, gündüz günah işleyene de, tövbe etmesi için akşama kadar elini uzatır, güneş batıdan doğuncaya kadar bu böyle devam eder."" buyurmuştur. Allahu Teâlâ'nın elini açması, tövbesini istemekten kinayedir. İstemek, kabul etmekten de daha ileridedir. Çünkü kabul edilen şeyler var ki, aslında istenmezler. Talep edilen her şey kabul edilir. Yine Resûl-i Ekrem (s.a.v.): لو عملتم الخطايا حتى تبلغ السماء ثم ندمتم كتاب الله عليكم "Göklere kadar yükselen günahı işleseniz de sonra nedamet etseniz Allahu Teâlâ tövbelerinizi kabul eder." buyurmuştur.
Sayfa 51
Fakihler, milleti idare eden hükümet adamlarının hocaları ve çekişmelerde halkı idare etmenin doğru yollarını gösteren kimselerdir. Ömrüme yemin ederim ki! Fıkıh ilmi [Hukuk] dünya ile alakalı olduğu kadar din ile de alâkalıdır. Lakin din ile alakası, dünya vasıtasıyladır. Zira «Dünya, ahiretin tarlasıdır.» Din, dünya ile tamamlanır. Din ile sultanlık [devlet idaresi] arkadaştır, ikizdir. Din asıl [kök]'dır, pâdişah [hükümet] onu korur. Kökü olmayan yıkılmaya mahkûm olduğu gibi korunmayan temeller de yıkılır, yok olur. Mülkün tamamlanması ve korunması hükümetle mümkündür. Husûmetlerde mülkü korumak ve nizâmı kurmak da fıkıhla halledilir.
Sayfa 51 - 1 inci KİTAB - 2 nci BÂB- ŞER'İ İLİMLERİN KISIMLARI
Allah'ın Resûlu Suheyb-i Rûmî'nin gözü ağrırken hurma yediğini gördü ve bunun üzerine ona şunları söyledi: __Gözün ağrıdığı halde hurma mı yiyorsun? Suheyb: __ Ey Allah'ın Resûlü! Ben diğeri ( ağrımayan taraf ile yiyorum, dedi. Bu cevabı alan Allah Resûlü gülümsedi.
Sayfa 51
Şîbli parayı Dicle'ye fırlattı ve dedi ki : -Seni aziz eden bir kimse muhakkak Allah tarafından zelîl edilmiştir.
Sayfa 51 - akitKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.