Üniversitede Delacroix’nın "liberty leasing the people" tablosunun reprodüksiyon çalışması yapmıştım. Keşke bu kitabı okuduktan sonra çizseydim dedirtti...
İçinde devrimin en değinilmemiş yönlerini barındıran bir kitap. Şiddet ve devrim arasındaki bağın ne kadar birbirine kördüğüm olduğunu görüyoruz. Demokrasi, adalet, hukuk, ölüm, açlık, hüzün, korku, esaret, başkaldırı, aşk, sadakat sonuna kadar bize eşlik ediyor.
Devrim mecburiyet mi? Kaçınılması gereken bir karmaşa mı? diye sorgulamıyor bile insan. Yaşanmışlıkların her satırında mecburiyeti içimizde hissediyoruz. O şarap küpünden dökülen her damla insanın çaresizliğini, sefilliğini ruhumuza işletiyor.
Romanın başında söylenildiği gibi zamanın en iyisiydi zamanın en kötüsüydü ...Kurgu harika .Biraz ilerledikçe daha da çekiyor içine .
Peki ben en çok kime mi vuruldum ? Siydney karakterine...