Merhabalar @inkilapkitabevi nden @bugragulsoy un çıkarmış olduğu "Birinci Kıyamet: Güneşin Battığı Yer" ve "İkinci Kıyamet: Güneşin Doğduğu Yer" i okudum ve bitirdim
10 / 10
Hayatımda okuduğum en güzel biyografi kitabıydı. Betimlemesi müthiş. Ben çabucak bitiremedim ama sizin çabuk bitireceğinize eminim.
Sabri Mahir'in gözyaşları ve acı ile kazıdığı duvarlardan aniden inişi, Pera'nın Sabri'yi bulamayacağına dair umutsuzluğunda bile pes etmeyip, kah düşüp kah kalkarak onu aramaya devam etmesi, Karabaş'ın vefalı dostluğu, Tevfik Fikret ve Mösyö Ravel' in unutulmaz öğretmenliği, Tıfıl'ın acı dolu geçmişi, Marlene Dietrich, Vladimir Nabokov ve Bertolt Brecht'in komik atışmaları, Sam, Kızıl ve Boğa'nın ilk önce inançlarının olmamasını sonra da tamamen Sabri'ye inanmaları, Isabel'in feminist ruhu, Lukas'ın güzel dostluğuna rağmen sonunda ihanet etmesi, Benjamin'in Hina adlı kızına ismini söyleyemeyen bir Anzak baba olması...
Bütün karakterlerin aslında acıklı hikayeleri var. Hepsi ayrı ayrı şeyler yaşamış. Bazıları ölüyor bazıları öldürülüyor bazıları ölmüyor ama acı çekiyor. Bazı yerlerde güldürdü bazı yerlerde içim burkuldu. Sizin de okuyup seveceğinize eminim.