Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hastalıklardan Kurtaran Doğal Formüller!

İlaçsız Yaşam

Ümit Aktaş

İlaçsız Yaşam Gönderileri

İlaçsız Yaşam kitaplarını, İlaçsız Yaşam sözleri ve alıntılarını, İlaçsız Yaşam yazarlarını, İlaçsız Yaşam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arısütü, arı poleni, bal ve propolis tüketerek elde edilebilecek faydalar: • Bağışıklık sistemini destekler, hastalıklara karşı korur. • Kansere karşı savaşır. • Kuvvetli antioksidandır, hücresel hasarı engeller. • Yaşlanmayı geciktirir, antiaging etkisi vardır. • Ömrü uzattığı düşünülmektedir.
Propolis, bağışıklık sistemini destekler. Hastalıklara karşı vücut direncini artırır. Hastalık etkenlerine saldıran makrofaj hücrelerinin etkinliğini de artırır.Mikrop öldürücü etkiye sahiptir. İltihabı giderici özellik gösterir. Ayrıca, tümör hücrelerini öldüren doğal öldürücü (natural killer) hücrelerinin aktivitesini artırdığı gösterilmiştir. Tümör hücrelerinin çoğalmasını engeller, intihar etmelerini sağlar. Propolisin mide ülseri yapan Helicobacter pylori mikrobunu öldürdüğü de klinik çalışmalarla gösterilmiştir. Ülsere karşı tedavi edici etkinliği vardır.
Reklam
Arı poleni Arıların kraliçe arıyı beslemek üzere topladıkları çiçek polenlerinin, arıların enzimleri ile işlenmesi sonucu oluşur. Arılar bu polenleri ayaklarında taşıyarak kovana getirirler. Arı poleni vitamin, mineral ve enzim deposudur. B vitaminleri yönünden, diğer hiçbir besinde olmadığı kadar zengindir. Çok kuvvetli bir antioksidandır. Vücutta oluşan hücre hasarını engeller. Vücudun yaşlanmasını geciktirir (antiaging). Arı poleninin kanser hücrelerine karşı öldürücü etki gösterdiği gösterilmiştir. Kanser hücrelerini intihara (apopitosis) sürükler.
Turunç kabuğu: Sinefrin isminde bir madde içerir. Bu madde, metabolizmayı çok güçlü bir şekilde hızlandırır. Üstelik bunu yaparken kalp damar sisteminde yan etkiler de yapmaz. Mis gibi kokusu da cabası...
Bu satırlara gelecek olan itirazları duyar gibiyim, “Kemoterapi kanserli hücreleri öldürüyor. Hastaları kanserden kurtarıyor” diyecekler. Kemoterapi, kanserli hücreleri nasıl öldürüyor? ‘Toksik’ etki yaparak. Yani Türkçesi, hücreleri zehirleyerek yok ediyor. Kemoterapi, ‘sitotoksik’ (hücre öldürücü) tedavidir. Peki, kemoterapi sadece kanserli hücreleri mi öldürüyor? Hayır, kemoterapi sadece kanserli hücrelere saldırmıyor, vücuttaki tüm hücrelere saldırıyor. Kanserli hücrelerin yanında sağlıklı hücreleri de öldürüyor. Bu yüzden bağışıklık sistemini mahvediyor, kilo kaybına sebep oluyor, sizi hasta ediyor.
Peki, kemoterapi ne yapıyor? Bağışıklık sistemini çökertiyor! Kemoterapi alan hastada bağışıklık sistemi diye bir şey kalmıyor, hasta her türlü hastalığa açık hale geliyor, hatta sık sık enfeksiyonlara yakalanıyor ve bu enfeksiyonlar kimi zaman hastanın ölmesine sebep oluyor. Kanserde en önemli savunma mekanizması bağışıklık sistemiyse, bizim kanseri tedavi etmek amacıyla kemoterapi uygulayıp bağışıklık sistemini çökertmemiz yanlış değil mi?
Reklam
Bu sebeple, kanser hastalarına kemoterapi uygulanmasına karşı çıkıyorum. Bu kadar fazla yan etki yaratan bir tedaviyi hastaya uygulamak konusunda ısrarcı olmak, benim doktorluk anlayışıma sığmıyor. Yaşadığımız her gün vücudumuzda kanser hücreleri meydana gelir. Bu hücrelerin meydana gelmesi, bizi her gün kanser hastası yapmaz. Bağışıklık sistemi, oluşan bu kanser hücrelerini yakalar ve yok eder. Yani kanserden korunmada ve kanser tedavisinde en önemli nokta, bağışıklık sistemini desteklemek ve düzenli çalışmasını sağlamaktır.
Zerdeçal Zerdeçal zencefil ile aynı aileye mensup. Hint tıbbı olan Ayurveda’nın temel bitkisi zerdeçaldır. Ayurveda tıbbında zerdeçal, solunum sistemi hastalıklarında, iştahsızlıkta ve eklem hastalıklarında kullanılır. Son yıllarda dünyada zerdeçala karşı ilgi son derece arttı, dolayısıyla zerdeçalın etkileri hakkında yayınlanmış binlerce çalışma bulunuyor. Bu çalışmalarda, zerdeçalın kuvvetli antioksidan ve antienflamatuar (iltihap giderici) etkisi olduğu gösterildi. Özellikle romatoid artrit’te zerdeçal son derece olumlu etkiler gösteriyor ve eklem romatizmasının gerilemesine sebep oluyor. Aynı şekilde zerdeçalın alerjik hastalıklarda da olumlu etkiler göstermesi, bağışıklık sistemi üzerinde dengeleyici rolü olduğunu bize düşündürmektedir. Otoimmün hastalık adını verdiğimiz bağışıklık sisteminin aşırı çalışmasından dolayı meydana gelen hastalıklarda zerdeçal etkili olabilir.
Sağlıklı yaşamak ve uzakları iyi görebilmek için turuncu sebze ve meyveleri bol bol tüketin. Havuç, portakal, Trabzon hurması ve balkabağı gibi turuncu besinlerin hepsi karotenler açısından zengindir.
Safran Bilimsel olarak ispatlanmış pek çok yararı vardır. Hafızayı ve öğrenme yeteneğini güçlendirir, bağışıklık sistemini destekler, kanseri engelleyici etkisi vardır, depresyona karşı savaşır ve kas spazmlarını rahatlatır. Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlattığı bir bilimsel çalışmada gösterildi. Sofranızdan eksik etmeyin. Ama gerçek safran olduğundan emin olun. Ekonomik değerinden dolayı tüm dünyada safran benzeri bitkiler (özellikle de aspir) safran adı altında satılır, oysa bunlar safranın etkilerini göstermezler.
Reklam
Solunum yolu enfeksiyonlarında öksürük giderici çay • Adaçayı • Ihlamur • Zencefil • 250 cc kaynar su Her bitkiden bir tatlı kaşığı ölçüsünde porselen ya da cam bir bardağa konulur. Üzerine kaynar su eklenir. Ağzı kapatılarak 10 dakika demlendikten sonra içilir. Günde 3-4 fincan içebilirsiniz.
Eklem ağrıları için ağrı giderici çay • Isırgan • Zencefil • Meyankökü • 250 cc kaynar su Her bitkiden bir tatlı kaşığı ölçüsünde porselen ya da cam bir bardağa konulur. Üzerine kaynar su eklenir. Ağzı kapatılarak 10 dakika demlendikten sonra içilir. Günde 3-4 fincan içebilirsiniz.
Alzheimer ve bunamadan koruyan takviyeler • Ginkgo biloba • Soya izoflavonları • Yeşil çay • B1-B6-B12 vitaminleri • Çinko • Magnezyum • Folik asit • Omega-3 • C vitamini • E vitamini • DMAE (dimethylethanolamine) • Selenyum
Ekşi mayanın fırıncı mayasından farkı ne? Neden hazır satılan ucuz mayalar varken bu maya için günlerce uğraşalım? Çünkü ekşi maya, probiyotiktir. Aynı zamanda yapısı itibarı ile prebiyotiktir. Yani probiyotiklerin gelişimi için uygun ortam hazırlar. Sadece un ve sudan meydana gelmesi sebebiyle, içinde yine sadece un ve suyun barındırdığı bakterileri bulundurur. Doğal bileşim neyse, ekşi mayada da o vardır. Ekşi maya ile pişirilen ekmek, probiyotik ekmek haline gelir. Yani bağırsaklarımızdaki probiyotikleri destekler, sağlığımıza katkıda bulunur. Tam tahıl unundan yapılmış bir ekşi maya ekmeği, artık bizi sadece şişmanlatan bir karbonhidrat deposu değildir. Probiyotiktir, bolca lif içerir, vitamin yönünden zengindir. Üstelik ekşi maya ekmeği, fırıncı mayasıyla pişen ekmek kadar şişmanlatmaz çünkü glisemik indeksi daha düşüktür. Yapılan çalışmalarda, ekşi maya ekmeğinin glisemik indeksi, fırıncı mayasıyla üretilen ekmeğe göre yüzde 32 daha düşük bulunmuştur. İsveç’te yapılmış bir araştırmada, ekşi mayanın kan şekerini daha az yükselttiği görülmüştür. Ekşi maya probiyotik olduğu için, zararlı bakterilerin çoğalmasını engeller. Dolayısıyla ekmeğin raf ömrünü uzatır. Tabii en önemlisini en sona sakladım; ekşi maya, ekmekte oluşan ‘beta-glukan’ın korunmasını sağlar, pişirilirken parçalanmasını engeller.
249 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.