İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı

İlber Ortaylı

Sayfa Sayısına Göre İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1839 yılı Kasım ayınİn başlannda Gülhanede okunan Hatt-i Hüma- yunu çıkaran Sultan Abdülmecid ve Mustafa Reşit Paşa başta olmak üzere devrio aydın bürokratları gerçekten telaş içindeydiler. Yüz yıllık , büyük sorun, yani .uluslar sorunu heryerde patlak vermekte ve impara- torluğun hayatını tehdit etmekteydi. Sırp ve Yunan ayaklanmalarının
Sayfa 28
Senedi İttifak denen, bu ahidnamenin girişi Hatt-ı Hümayun olarak yayınlandı. Bizim anayasacılarımız Sened-i İttikak'ı biraz abartarak mutlak otoriteye ilk defa gem vuran bir Magna Charta olarak niteler ve anayasal gelişmemizin milad noktası olarak kabul ederler. Ayanların veya memalik hanedanlarının sayesinde Anadolu ve Rumeli'de birtakım bölge ve şehirler fiili özerklik elde etmişlerdi. Bölgenin vergilerini toplayan, güvenliğini sağlayan bu derebeyleri idi. Toplanan paranın yerinde harcanması, özellikle Avrupa ile başlayan ticaretin tarıma ve zenaatlara getirdiği zengilik dolayısıyle 18. yüzyılda Rumeli şehirleri göze çarpacak bir ilerleme de kaydettiler.
Reklam
Ancak bu ayanların şimdi bir Magna Charta imzalamaları, Osmanlı devletinde hürriyetlerin ve parlamantarizmin gelişmesini sağlayamayacağı gibi güçlü bir merkezi devletin varlığını da tehdit edecek, padişahın ve merkezi devlet bürokrasinin tepkisine neden olacaktır. Bu çok gecikmiş Magna Chartanın modern devlet yapısı ve ideolojisiyle uyuşmaz bir
Osmanlı modernleşmesi otokratik bir modernleşmedir. İç ve dış ge­ lışmeler hayatının son kırk yılında, imparatorlugu bu otokratik modern­ leşmeden anayasal bir monarşiye kadar sürükledi. imparatorluk genç Cumhuriyete parlamentarizm, siyasal part·i, basın gibi siyasal kurumları miras olarak bıraktı. Cumhuriyetin tabibleri, fen adamları, hukukçu, ta­ rihçi ve filologları son devrin Osmanlı aydın kadrolanndan çıktı. Cum­ huriyet ilk anda eğitim sistemini, üniversiteyi, yönetim örgütünü, mali sistemini imparatorluktan miras · aldı. Cumhuriyet devrimcileri bir orta· çağ toplumuyla değil; son asrını modernleşme sancıları ile geçiren impa­ ratorluğun kalıntısı bir toplumla yola çıktılar. Cumhuriyetin radikaliz� mini kamçılayan öğelerden biri de yeterince radikal olamayan Osmanlı\ modernleşmesidir. Bugünkü Türkiye'nin siyasal-sosyal kurumlarındaki sağlamlık ve zaafın bilinmesi, son devir Osmanlı modernleşme tarihini iyi anlamakla mümkündü
Sayfa 32
Nihayet matbaanın kültür hayatına girişi de eğitim ve öğretimdeki modernleşme girişiminin bir sonucudur. Matbaa imparatorluğun kültür hayatında en geç Türkçe yapıtların basımı için kullanıldı. Yunanca, Ermenice, İbranice ve Ladino (Judeo-Espagnol) ve hatta Bulgarca kitaplar az veya çok sayıda daha önceden matbaalarda basılmıştır. Bununla beraber matbaanın bu cemaatler arasında kültürel aydınlanma dönemini başlattığını düşünmeyelim. Bu dillerde basılan kitapların çoğu; İncil, dua kitapları ve hagiographik (aziz menkıbeleri) metinlerdi. Örneğin Bulgarca dediğimiz basılı kitapların sayısı 18. yüzyıl sonuna kadar birkaç taneyi geçmez ve bunlar da eski Slovince İncil ve dua kitaplarydı. Gene ilk Ermenice gazete de Takvim-i Vekayi'nin Ermenice çıkarılan nüshasıdır. Mekitarist Ermenilerin Venedik, Viyana gibi yurtdışı merkezlerde bastıkları eserler ise Avrupa katolik çevrelerinin taleplerine yönelikti. Matbaanın tek başına bir yenilik ve aydınlanma getiremeyeceği açıktır. Rusya'da 16. yüzyıldan beri matbaa vardı, ama asıl basım faaliyeti Büyük Petro'nun yeni Rusyasında başlamıştır.
Yeniçeriler Alemdar'ı öldürdükten sonra bazı büyük memurların konaklarını yağma ettiler ve sarayın kapısına dayandılar. IV. Sultan Mustafa'nın yeniden cülûsunu istiyorlardı. II. Mahmud bunun üzerine kardeşini öldürttü. Böyle bir olaya Osmanlı tarihinde rastlanmamış değildi. İsyancılara hanedandan kimsenin kalmadığı ve Sultan Mahmud'a itaat etmeleri bildirildiğinde, o vakte kadar işitilmedik uğultular yükseldi: "Padişah bir insan değil midir? Kim olsa olur. Esma Sultan olsun, ya da Konya'daki şeyh padişah olsun.. Kırım Tatar hanzadelerinden biri padişah olsun." Kapıkulu ocakları için hanedanın hiçbir kutsallığı kalmamıştı.
Reklam
817 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.