Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnsan Sonrası

Rosi Braidotti

İnsan Sonrası Sözleri ve Alıntıları

İnsan Sonrası sözleri ve alıntılarını, İnsan Sonrası kitap alıntılarını, İnsan Sonrası en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...insan “tabiatına” dair yüzyıllardır süregelen inançların yıkımına ilişkin ahlaki panik hâli...
Türe bağlılığımızı eşyanın tabiatı, verili kabul ediyoruz. Öyle ki İnsan terimi etrafında temel Haklar mefhumu oluşturmaya kadar varıyoruz. Durum bu mudur peki?
Reklam
yaşamsal materyalizmin bir kolu olan insan sonrası kuramı, insanmerkezciliğin kibrine ve insanın aşkın bir kategori olarak 'istisna addedilmesine' karşı çıkar. bunun yerine, zoe'nin veya insan olmayan vasıflarıyla yaşamın üretken ve içkin kuvvetiyle ittifak içerisindedir. bu da eleştirel düşünmeyi bir yana bırakalım, düşünmenin bile ne anlama geldiğine dair ortak anlayışımızın değişmesini gerektirir.
sekülerliği düz bir doğrultuda ve aceleyle kadınların özgürleşmesine denk tutan fikir, öyleyse, sorun teşkil etmektedir. Joan Scott’un ikna edici bir biçimde iddia ettiği üzere (2007) bu fikir, birbirini tutmayan tarihsel kanıtlar üzerinden kolayca çürütülebilir. örneğin Fransız Devrimi’ni Avrupa’da sekülerizmin kökeni olarak ele aldığımızda, kadın-erkek eşitliği meselesinin, kiliseyi devletten ayırmak için mücadele edenler açısından önem arz ettiğine dair hiçbir kanıt yoktur elimizde. Avrupa’da tarihsel olarak güçlenmiş üst düzey sekülerizm, günümüzde hâlâ siyasi kuramda başat bir role sahiptir ve esasen güçler ayrılığına ilişkin siyasi bir doktrindir (British Hümanist Association, 2007).
Sınırlar olmadığından ve her şey birbirine bağlı olduğundan, doğayı incitmek nihayetinde bizi incitmektir. Bu yüzden, yeryüzü bir bütün olarak insanlarla aynı etik ve siyasi saygınlığı hak etmektedir.
Sayfa 106Kitabı okudu
Sıradan insan yaşamının tümüne dair keskin bir görüş ve hisse sahip olsaydık eğer, çimenin büyümesini ve salyangozun kalp atışını duy­mak gibi olurdu bu, ve sessizliğin öte tarafındaki bu kükreyiş karşısın­da son nefesimizi vermemiz gerekirdi. Öyle ya, en süratlimiz, ahmak­lıkla çepeçevre dolanıp durur etrafta. George Eliot
Reklam
Antik çağlardan beri hayvanlar insanların kontrolü altındaki tür hiyerarşi­sinde bir tür zoo-proletaryadır. Mekanik çağdan önce ve bu çağ bo­yunca, ağır işlerde doğal köle ve insanlara lojistik destek olarak sö­mürülmektedir. Ayrıca başlı başına bir endüstriyel kaynak oluştur­maktadır; hayvan bedenleri süt ve etten başlayarak temel maddi üründür. Bir de fil dişlerini, çoğu canlının postunu, koyunun yünü­nü, balinanın yağını, tırtılın ipeğini vs. düşünün.
İnsanlık adına işlenmemiş bir günah düşünmek neredeyse imkansızdır.
Sayfa 28 - Kolektif
Öyle ya da böyle, kendinden emin bir biçimde her daim insan olageldim veya sadece insanım, diyemez herkes.
Sayfa 11 - Kolektif
Koyun Dolly vakası, güncel teknolojilerin biyogenetik yapısı­nın ve bunların borsadaki finansörlerinin sebebiyet verdiği güçlük­lerin sembolü oldu. Hayvanlar bilimsel deneyler için yaşayan mad­de imkanı sağlıyor. Hayvanlar yönlendiriliyor; kötü muamele, iş­kence görüyor ve bizim biyoteknolojik tarımımız, kozmetik sektörü­müz, uyuşturucu ve ilaç endüstrilerimiz ve ekonominin diğer sek­törleri için üretken olacak şekillerde genetik olarak yeniden oluştu­ruluyor. Hayvanlar ayrıca egzotik metalar olarak satılıyor; öyle ki şu anda, uyuşturucu ve silahtan sonra, ama kadınlardan önce, dünya­nın üçüncü büyük yasadışı ticaret ağını oluşturuyorlar.
Reklam
Biz insanların en derin­den istediği şey, yok olmak değil kendi yaşamımıza ait mekanda ken­dimizce bunu gerçekleştirmektir. Sanki her birimiz kendimizce ölmek isteriz. En derinlerimizde yatan arzu, kendimize özgü kendimizce bir ölümdür. Bu yüzden de nihayetinde kaçındı­ğımız şeyin peşine düşer ve sanal olarak varoluşsal intiharlar hâlini alırız; nihilizmden değil, ölmek tabiatımızda olduğu ve en derin ar­zumuz kendi ölümümüzü kendimiz tasarlamak olduğundan.
Hepimiz insanız, ama bazılarımız diğerlerinden daha ölümlü.
“ Bütün hümanizmler emperyalist olagelmiştir. İnsandan bahsedişleri sınıf, cinsiyet, ırk ve genom vurgusuyla ve bunların çıkarları üzerindendir. Kucaklayışları, görmezden geldiklerini boğar... İnsanlık adına işlenmemiş bir günah düşünmek neredeyse imkânsızdır. ” T. Davies
Friedrich Nietzsche “Tanrı”nın ve bunun üzerine inşa edilmiş İnsan fikrinin “öldüğünü” ilan ettiğinden beri, insanlığın zor durumda ol­duğu düşüncesi -ki kimileri, sonunun yaklaşmakta olduğunu dahi söyleyebilir- Avrupa felsefesinin leitmotif 'i durumundadır. Bu tum­turaklı iddia, insanı daha mütevazı bir noktaya çekmeyi amaçlıyor­du. Nietzsche’nin iddiası, Avrupalı hümanist öznenin metafizik ola­rak sabit ve evrensel geçerliliğe sahip sağduyusuyla insan doğasına atfettiği aşikar konumun sonunun geldiğiydi. Nietzscheci jeneoloji, tabiat yasalarının ve değerlerinin dogmatik olarak uygulanması kar­şısında yorumlamanın önemini vurgulamaktadır.
Çağdaş küresel ekonominin en belirgin özelliği teknobilimsel yapısıdır. Farklı ve daha önceden farklılaşmış teknoloji kol­ları, insan sonrası kıyametin dört atlısı olan nanoteknoloji, biyoteknoloji, bilgi teknolojisi ve bilişsel bilimler arasındaki yakınlığa da­yanmaktadır. Çağdaş kapitalizmin biyogenetik yapısı, insan sonrası­na dair tartışmalar açısından bilhassa mühim ve merkezidir. Bu va­sıf, İnsan Genomu Projesi’ni, kök hücre araştırmalarını ve hayvanla­ra, tohumlara, hücrelere ve bitkilere biyoteknolojik müdahaleyi de içermektedir. Esasında ileri kapitalizm, yaşayan her şeyin bilimsel ve iktisadi olarak kontrol altına alınmasına yatırım yapar ve bundan kâr eder. Bu bağlam, bizzat Yaşamın ticaretini yapan piyasa güçleri­nin sahip olduğu paradoksal ve son derece oportünist bir insanmerkezcilik sonrası biçimidir.
122 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.