Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İran Mektupları

Montesquieu

Sayfa Sayısına Göre İran Mektupları Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre İran Mektupları sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre İran Mektupları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İşte, sevgili Rustan, seyahatımın hakikî sebebi bundan ibarettir. Bırak, Isfahan'da istedikleri dedikoduyu yapsınlar; sen beni, sadece dostlarımın önünde müdafaa et. Düşmanlarımın kötü niyetle yaptıkları tefsirlere aldırış bile etme! Her an onlardan gelebilecek kötülüklerin endişesi içinde yaşamaktansa, böyle daha çok mes'ut bir insanım!..
Sayfa 45 - Hüsnütabiat MatbaasıKitabı yarım bıraktı
. Acaba insanoğlu zevklerin kuvveti ve duyguların tatmini suretile mi, yoksa faziletin icabatını yerine getirmekle mi saadete erebilir? Ne derin bir fikir tahlili isteyen sual, değil mi?.. .
Reklam
Hayırlı evlat
. Ben sana daha Troglodyt milletinin faziletinden yeteri kadar bahsetmedim... Aralarından biri bir gün şöyle dedi : (Babam yarın sabah gidip tarlasını sürecek. Hiç razı olur muyum? Ben ondan iki saat önce kalkar, giderim. Babam tarlasına gittiği zaman her işin bittiğini görecek.) .
İyi geceler
. Ey, Işıkların kaynağı! Meş'aleni bana dogru tut ki, yolumu bulayım! .
Osmanlı
. Beri tarafta Avrupalılar, her gün daha büyük bir gayret ve ihtimamla nurlanup yükselirken bunlar, eski cehalet devrinden bir türlü çıkmak istemiyorlar; hatta garbın ilmi ve fenni keşiflerini, ancak kendi aleyhlerine binlerce defa istimallerinden sonra, benimsemek zahmetine katlanmaya razı olabiliyorlar!... .
Buna Öngörü Deniyor
. İşte böyle, aziz Rustan, bu imparatorluk (Osmanlı İmp.) için sana halisane ve hakikat ifade edecek bir fikrimi istermisin: bu gidişle iki asra kalmayacak, bu imparatorluk bazı fatihlerin muzafferiyet meydanı haline inkilâp eyleyecek, heyhat!... İzmir, 2/Kasim/ 1711 .
Reklam
Engizisyon
. Senin bildiğin hakimler, önlerine gelen bir müttehemin evvela masum olduğunu kabul ederler, değil mi? Ah bunlarda aksinedir! Bu papazlar mahkemesinde hakikatın yüzü bambaşkadır. Onlarca, asıl olan maznunun daima mücrim olduğudur. Ortada şüphe ve tereddüt varsa, bu masumiyete değil, mahkumiyete hizmet eden bir delil olur! Bunun da sebebi, insan oğlunun, aslında kotü yaradılışlı oluşudur. Diğer cihetten münhasıran kendi âmâllerine hizmet ettiği için insana ûlviyet isnat edilerek, mesela hilkatan insanın yalan konuşamıyacagını., hakikatı beyan temayülünde olduğunu iddia ederler. Çünkü, mahkum etmek istedikleri maznun aleyhine dinletmek istedikleri şahitleri kıymetlendirmek sevdasındadırlar. Bu şahitler de kimlerdir? Kimler olacak. Maznunun can düşmanlari, fahişeler, rezilane meslek sahibi sefiller!. .
Sayfa 119Kitabı okudu
. Avrupa'lılardan birine her hangi bir musibet geldiği zaman, ne yapar bilir misin, tek yaptığı şey, bütün bulabildiği teselli kaynağı, feylezof Senequc'in eserleridir! * *Eski Romalı büyük feylezof Lucius Annaeus Seneca .
Sayfa 130Kitabı okudu
Evet! Çok Ciddiyiz.
. Türkiyedeki erkeklere gelince, bunlar İran erkeklerinden daha beterdirler! Orada öyle aileler vardır ki, o toprakta hükümranlıkları kurulduğundan beri, babadan oğula, hiç bir erkeğin güldüğü görülmemiştir! ... .
Sayfa 134Kitabı okudu
. Mesela, tahsil ve terbiyeyi ele alalım ; şayet bu sahada kadınlara da müsavi hak ve muamele tanınmış olunsaydı, erkeklerin bu günkü üstünlükleri olacak mı idi? Bunun tecrübesine kat'iyyen girişilmemiştir ! .
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
. Heyhat! Gözlerimiz bağlı, öyle gafil, öyle körüz ki, daha ne zaman iztirap çekeceğimizi, hangi zaman gülüp sevineceğimizi dahi bilmiyoruz! Bütün teessürlerimiz yalan, bütün neş'eler sahte! ... .
Sayfa 148Kitabı okudu
. Fransa'da revaçta olan sınıf adedi üçtür: kilise, asker, ve hakimler.. Bu sınıflardan her biri diğer ikisine müthiş bir istihkarla bakar! Her birinin nazarında, diğer sınıflardan bir adam budaladan başka bir şey değildir ; kendisine gelince, dev aynaları da ne güne duruyor! ... Paris, 23/Eylül/1713 .
Sayfa 152Kitabı okudu
. Hey, büyük Tanrım! dahası var: birkaç gün evvel bir kervansarayda oturmuş pişmiş bir tavşan yiyecektim. Yakınımda oturan üç kişi beni çılgına çevirdiler, adeta! Her üçü de sizi tezyii ve tahkir ettiğimi, çok büyük günah işlediğimi söylediler. Birisi (1) zira, bu hayvanın murdar olduğunu ileri sürdü; diğeri (2) zira, bu hayvanın boğulmuş olduğunu söyledi: üçüncüsü (3) de buna sebep olarak, tavşanın bir balık sayılamıyacağını gösterdi! O sırada, oradan bir Brahman geçiyordu. Bu ihtilaf hakkında hakimlik yapmasını ve hükmünü vermesini rica ettim. Mes'eleyi dinledikten sonra, bana döndü: (Onlar haksızdır, çünkü tavşanı sizin öldürmediğiniz aşikar!) deyince, (Evet, ben öldürdüm!) cevabını verdim. Bu cevabım Brahmanın aklını oynatmıştı sanki; hışımla bana döndü: ( Nasıl? Siz mi öldürdünüz? Kendi elinizle ha! Lakin siz son derece igrenç bir iş yaptığınızın farkında mısınız! Ulu Tanrı sizi asla affetmiyecek! ) deye bağırdı. Sonra bana daha fazla yaklaşarak bir sır tevdi ediyormuş gibi yavaşca: ( Ne biliyorsunuz, belki de babanızın ruhu bu hayvana intikal etmişti? ) dedi. (1) - Bir Yahudi. (2) - Bir Türk. (3) - Bir Ermeni. .
Sayfa 158Kitabı okudu
. Zaten iyi ahbap dediğimiz insanlar da, esasen ekseriya hile ve kötülüklerini çok ince ve zarifane tatbik edebilenler değil midir! Belki de bunları zehirlere benzetmek en doğrusudur ; en ince, en renksiz ve pürüzsüz görünen zehirlerin en tehlikeli cinsten oluşları gibi! .
Sayfa 168Kitabı okudu
Günaydın
. Günün ışığı kadınlarınızın kalblerinde yanan alevden daha temiz ve berrak olamaz, inanın bana! .
Sayfa 172Kitabı okudu
806 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.