Bilhassa hayat-ı insaniye tabakasına çıkan hayat, aklın nuruyla âlemleri gezmiş olur. Âlem-i cismanîde tasarruf ettiği gibi âlem-i ruhanîde gezer, âlem-i misale seyahat eder; kendisi o âlemleri ziyarete gittiği gibi o âlemler de onun ruhunun âyinesinde temessül etmekle iade-i ziyaret etmiş gibi olurlar. Hattâ insan "Âlem, Allah'ın fazlıyla benim için halk olunmuştur." diyebilir.