Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Risale-i Nur Külliyatından/ Büyük Boy - Cilt (Keten) Bezi

İşârâtü'l İ'caz

Bediüzzaman Said Nursî

İşârâtü'l İ'caz Gönderileri

İşârâtü'l İ'caz kitaplarını, İşârâtü'l İ'caz sözleri ve alıntılarını, İşârâtü'l İ'caz yazarlarını, İşârâtü'l İ'caz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ حَك۪يمٌ âyetinden şöyle bir izahat alınabilir ki: Cenab-ı Hakk'ın ef'ali hikmetlerden, maslahatlardan hâlî değildir. Öyle ise mevcudat, halkın malûmatında münhasır değildir. Öyle ise melaikenin adem-i ilimleri, beşerin adem-i vücuduna delil olamaz. Ve keza Cenab-ı Hak hayr-ı mahz olarak melaikeyi yaratmıştır, şerr-i mahz olarak da şeytanı yaratmıştır, hayır ve şerden mahrum olarak behaim ve hayvanatı halk etmiştir. Hikmetin iktizasına göre, hayır ve şerre kàdir ve câmi' olarak dördüncü kısmı teşkil eden beşerin yaratılması da lâzımdır ki beşerin şeheviye ve gazabiye kuvvetleri kuvve-i akliyesine münkad ve mağlup olursa beşer, mücahedesinden dolayı melaikeye tefevvuk eder. Aksi halde hayvanattan daha aşağı olur çünkü özrü yoktur.
Sayfa 280 - PDF
قَالُٓوا اَتَجْعَلُ ف۪يهَا مَنْ يُفْسِدُ ف۪يهَا وَ يَسْفِكُ الدِّمَٓاءَ وَ نَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَ نُقَدِّسُ لَكَ قَالَ اِنّ۪ٓى اَعْلَمُ مَالَا تَعْلَمُونَ Yani: "Düşün o zamanı ki Rabb'in melaikeye hitaben: 'Ben yerde bir halifeyi yaratacağım.' dedi. Melaike de: 'Yerde fesat yapacak, kan dökecek kimseleri mi yaratacaksın? Halbuki biz, hamdinle seni tesbih ve takdis ediyoruz.' dediler. Rabb'in de: 'Sizin bilmediğinizi ben biliyorum.' diye onlara cevap verdi."
Sayfa 271 - PDF
Reklam
SUAL: Ölüm nasıl nimet olur ve ne suretle nimetlerin sırasına dâhil edilmiştir? CEVAP: Evvela: Ölüm, saadet-i ebediyeye mukaddimedir; bu itibarla nimet sayılabilir. Çünkü nimetin mukaddimesi de nimettir. Nitekim vâcibin mukaddimesi, vâcib; haramın mukaddimesi, haramdır. Sâniyen: Ölüm, muzır hayvanlarla dolu bir hapisten geniş bir sahraya çıkmak gibidir. Binaenaleyh ruh, ceset kafesinden çıkarsa necat bulur. Sâlisen: Ölüm olmasaydı küre-i arz, nev-i beşeri istiab edemezdi ve nev-i beşer müthiş perişaniyetlere maruz kalırdı. Râbian: İhtiyarlık yüzünden öyle bir dereceye gelenler var ki tekâlif-i hayatiyeye kàdir olamaz, daima ölümünü isterler. İşte bunun için ölüm nimettir.
Sayfa 253 - PDF
"Kur'an-ı ekber denilen kâinatın nizamında kudret-i ezeliyenin i'cazını göremeyen veya görmek istemeyen o fâsıkların; Kur'an-ı Kerîm'in de nazım ve i'cazında tereddütleri ve kör gözleriyle i'cazını göremeyip inkâr etmeleri, baîd ve garib değildir. Zira onlar, kâinattaki nizam ve intizamı tesadüfe ve tahavvülat-ı garibeyi ve inkılabat-ı acibeyi abesiyete ve tesadüfe isnad ettiklerinden, bozulmuş olan ruhlarının gözünden o nizam tesettür edip görünmediği gibi pis fıtratlarıyla da Kur'an'ın mu'ciz olan nazmını karışık, mukaddimelerini akîm, semerelerini acı gördüler."
Sayfa 246 - PDF
“Her şey zıddıyla bilinir.”
bir şeyin zıddı, o şeyin hakaik-i nisbiyesinin vücud veya zuhuruna sebeptir.
Sual: Kur’an daki ayetlerin tekerrürü(tekrarı) usanç veriyor.
Cevap: Ey arkadaş! Her parlayan şey, yakıcı ateş değildir. Evet, tekrar ve tekerrür bazen usanç veriyor fakat umumî değildir. Her yere, her kelâma ve her kitaba şâmil değildir. Usanç verici addedilen pek çok zâhirî tekrarlar, belâgatça istihsan ve takdir edilmektedir.
Reklam
Kur’an nedir?
ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı..
Sayfa 11 - 2. İfadetü’l MeramKitabı okudu
وَلَهُمْ ف۪يهَٓا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ : Mesken ve me'kelden sonra insanın en ziyade muhtaç olduğu, eşidir. Bu ihtiyacının cennette temin edilmiş olduğuna, bu cümle ile işaret edilmiştir. Evet, insan bir refikaya veya bir refike muhtaçtır ki tarafeyn aralarında, hayatlarına lâzım olan şeyleri muavenet suretiyle yapabilsinler ve rahmetten neş'et eden muhabbet iktizasıyla, yekdiğerinin zahmetlerini tahfif etsinler ve gamlı, kederli zamanlarını, ferah ve sürura tebdil edebilsinler. Zaten dünyada insanların tam ünsiyeti ancak refikasıyla olur
Sayfa 219 - PDF
Zira insan mükerremdir..Mükerrem olan insan, nifaka tenezzül etmez..
Gözleri hasta olan, güneşin ziyasını inkâr eder; ağzı acı olan, tatlı suya acı der.
Reklam
Ey arkadaş! Bütün lezzetler imanda olduğu gibi, bütün elemler de dalâlettedir.
Cenab-ı Hak, insanı, kâinata câmi bir nüsha ve onsekiz bin alemi havi şu büyük alemin kitabına bir fihrist olarak yaratmıştır.
Bilhassa hayat-ı insaniye tabakasına çıkan hayat, aklın nuruyla âlemleri gezmiş olur. Âlem-i cismanîde tasarruf ettiği gibi âlem-i ruhanîde gezer, âlem-i misale seyahat eder; kendisi o âlemleri ziyarete gittiği gibi o âlemler de onun ruhunun âyinesinde temessül etmekle iade-i ziyaret etmiş gibi olurlar. Hattâ insan "Âlem, Allah'ın fazlıyla benim için halk olunmuştur." diyebilir.
Sayfa 265Kitabı okudu
Ruhun manen terakkisini, vicdanın tekâmülünü, akıl ve fikrin inkişaf ve terakkisini telkih eden, yani aşılayan şeriatlardır.
İşârâtü'l İ'caz
İşârâtü'l İ'caz
Kelâm sıfatı da aynen kudret sıfatı gibidir. Bir çocukla konuşup söz anlatmak, bir feylesofla konuşmaktan aşağı değildir.
Sayfa 244Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.