"İbn-i-Sinâ, Fârâbî'nin eserlerindeki bütün unsurları terkib ve ikmal ile muazzam bir felsefe sistemi ortaya koyduğu gibi, Gazzâlî'nin himmeti ile de, felsefe, Islâmiyet'te mühim bir yer kazanarak, yukarıda anlattığımız gibi, hatta Ehl-i-sünnet Kelâmı'na bile kuvvetle girdi. Gazzâlî'den sonra gelen Kelâm sahasında çalışanlar, Yunan ilim ve felsefesini İslâmî şekil altında lâyıkıyla kavramış filozoflardı."