Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Halil Cibran

Halil Cibran
@Halil_Cibran
Çilesini çekmeye üşendiğin bir davanın mükâfatına mı talipsin? t.me/seairilmiyye
%8 (18/210)
Kelama Giriş
Kelama GirişAhmet Saim Kılavuz
8.8/10 · 144 okunma
Reklam
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
El Munkız Mined Dalal
El Munkız Mined Dalalİmam Gazali
9.2/10 · 4.257 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
446 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
44 günde okudu
"Biraz uzun sürdü ancak sonunda İslam'ın Yayılış Tarihi eserini bitirdik hamdolsun. Eser İslam tarihinde tebliğ ve irşad faaliyetlerinin nasıl ve kimler tarafından, ne şekilde yapıldığını, tebliğcilerin mühtedi kazanma yollarını, bu faaliyetler sırasında halkların ne şekilde İslam'a girdikleri, İslam'a girerken devletlerin yöneticilerinin tavır ve hareketleri gibi birçok noktaya temas ediyor. Kitap kaynak bakımından oldukça zengin. Yazarın da objektife yakın bakış açısı, kaynak bolluğu ile birleşince eseri çoğunlukla tutarlı bir hale getiriyor. 10 üzerinden 10 verebileceğim bir eser. Tebliğ faaliyetlerinin tarihi açısından okunmaya değer yapıtların başında gelebilecek bir kitap."
İslamın Yayılış Tarihi
İslamın Yayılış TarihiThomas Walker Arnold · Kapı Yayınları · 20222 okunma
"İslâmiyet'in propagandacılığı, özellikle tayin edilmiş bir ruhban heyeti tarafından yönetilmez. Her Müslüman fert, kendi başına faal bir tebliğcidir."
Reklam
Halil Cibran
Bir kitabı yarım bıraktı
%60 (255/422)
·
Beğendi
Hakikatin İzinde
Hakikatin İzindeHamza Andreas Tzortzis
9/10 · 212 okunma
"Kelamcılar evren ve alem tasavvuru için farklı teorik fizikler geliştirmişlerdir. Bunlardan birisi Mutezili kelamcılardan Ebu'l-Hüzeyl el-Allaf'a (ö. 235/849) ait Atomculuktur. Bu görüşe göre bütün nesneler, bölmenin nihai olarak kendisinde durduğu bölünmeyen parçalardan (atomlar) oluşur. Bu parçalar kendi başlarına var olmak yani
Ketebe
2. Haçlı seferinde bozguna uğrayan birliklerin Antalya'ya çekilmesi sonucu Türklerin Antalya'da bu birliklerin olduğunu haber alması üzerine Odo de Diogilo adlı rahip Türklerin şehre gelişini ve yaptıklarını şöyle anlatır: "Türkler bu çaresizlerin yaralarına baktı ve büyük bir cömertlikle ihtiyaçlarını karşıladı; hatta bazı Müslümanlar, Rumların tehdit ve hile ile hacılardan koparmış olduğu Fransız sikkelerini satın alarak, ihtiyaç sahibi Haçlılara verdi. Aynı dinden olmayanların bu merhametli davranışlarıyla, dindaşları olan ve kendilerini zorla hizmet ettiren, döven, dolandıran Rumların hareketleri Haçlı hacıların gözünde öyle bir karşılaştırmaya sebep oldu ki, bunlardan pek çoğu isteyerek Müslüman kurtarıcıların dinini kabul etti. Eski vakanüvislerden Odo de Diogilo bu münasebetle aşağıdaki açıklamada bulunmuştur: "Kendilerine karşı çok acımasızca davranan dindaşlarından kaçarak, inançsız kabul edilen fakat kendilerine yumuşakça ve şefkatle davrananların arasına güvenle girdiler ve duyduğumuza göre Türkler çekilirken, üç bin kadarı onlara katılmıştır. Ah merhamet, her türlü ihanetten daha zalimsin! Müslümanlar onlara ekmek verdiler ve fakat dinlerini gasp ettiler. Gerçekten Müslümanlar, bunların yerine getirdiği hizmetle yetinerek, hiçbirini dinlerini terk etmeye zorlamamıştı."
"Zamanın şartları yeni siyasî oluşumlar ortaya çıkarmaya ne kadar uygun görünmüş olursa olsun, Hz. Muhammed(a.s.) o zamanki toplumu, dinî telkinlerinin kabulüne hazır ve kalplerinde henüz olgunlaşmamış arzuları orta- ya çıkaracak sesi bekler bir hâlde bulmadı. İşte böyle bir bekleyiş ruhu, Araplarda ve hatta Muhammedî girişimlerin en fazla yöneldiği ortalama Arabistan halkında yoktu. Bunlar bir mürşidin, hele ki hiç anlamadıkları "Resûlullah" unvanına sahip bir mürşidin tebliğini kabule hiç de hazır değillerdi." Not:Kitapta ("a.s.", "s.a.s" ve "s.a.v.") gibi kavramlar yer almadığı için bu kavramlar alıntıyla şahsım tarafından eklenmektedir.
Sayfa 48 - KapıKitabı okudu
"Sınanmamış bir hayat, yaşanmaya değer değildir."
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bir şey görülen olduğu için görülmez, aksine görüldüğü için görülendir; bir şey güdülen olduğu için güdülmez, aksine güdüldüğü için güdülendir ve bir şey hareket eden olduğu için hareket etmez, aksine hareket ettiği için hareket edendir. Söylemek istediğim şey açık mı Euthyphron? Şunu söylemek istiyorum: bir şey "oluyorsa", "olan" olduğu için "olmaz", aksine "olduğu" için "olandır" ve bir şey herhangi bir şeye "maruz kalan", olduğu için "maruz kalmaz", aksine "maruz kaldığı" için "maruz kalandır."
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Dünyanın düsturları içinde yaşlananların sayısı ne kadar büyük olursa olsun ve kendi mutluluklarını dünyada görenlerin oluşturduğu örneklerin çokluğu nasıl bir otorite taşırsa taşısın, her şeye rağmen şu kesindir ki dünyadaki şeyler müstahkem bir zevk barındırsalar bile -ki son derece uğursuz ve süreğen sayısız deneyimle bunun yanlış olduğu kabul edilmiştir-, bu şeyleri yitirmemiz ya da ölümün sonunda bunları elimizden alması kaçınılmazdır; öyle ki ruh; gerek altın, gerek ilim, gerek nam, mahiyeti ne olursa olsun gayet geçici hazineler topladığından, mutluğunun bu nesnelerinden yoksun kalacak olması kaçınılmaz bir zorunluluktur; ve böylece onu tatmin edecek bir tarafları olsa da, her zaman tatmin etmeleri mümkün değildir; yine kendine gerçek bir mutluluk sağlıyorsa da, kalıcı bir mutluluk vadinde bulunamaz, çünkü yaşamının akışıyla sınırlanmıştır."
Sayfa 97 - PinhanKitabı okudu
442 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.