İslam Tarihi Siret-i ibn Hisam Sözleri ve Alıntıları
İslam Tarihi Siret-i ibn Hisam sözleri ve alıntılarını, İslam Tarihi Siret-i ibn Hisam kitap alıntılarını, İslam Tarihi Siret-i ibn Hisam en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir gün Kureyş bir intihar için toplandığı zaman Abd-i Menâf onların gövdesi ve kalbidir.
Her ne kadar Kureyş’in eşrafı Abd-i Menafin içinde iseler de Kureyş’in
eşrafı ve onun eskileri Hâşim’dedir.
Eğer Kureyş bir gün iftihar ederse o Kureyş’in özü ve onun kerimi
Muhammed Mustafa’dır.
Kureyş üzerimize birbirini çağırdılar, zayıfı tavlısı.
Fakat zafer bulamadılar ve akılları zail olup gitti.
Biz eskiyiz bir zâlimlik tanımayız yüz astıkları zaman biz onları düzeltiriz.
Her gün onları istemeyerek koruyoruz ve isteyen kimseleri yuvalarında vururuz.
Bizimle kurumuş ağaç cana gelir neşat bulur.
Ancak bizim gölgelerimizle onların dipleri rutubetlenir ve büyür.
ABDULLAH B. ABDULMUTTALİB İLE EVLENMEK İSTEYEN KADIN
Kendisini Abdullah'a arzeden kadının talebini Abdullah'ın reddetmesi
lbn-i lshak şöyle dedi
Sonra Abdulmuttalib Abdullah’ın elini tutarak ayrıldı. İddia ettiklerine göre Beni Esed (192) b. Abdul-Uzzâ b. Kusayy b. Kilâb b. Mürre b. Kâb b. Luayy b. Calib b. Fihr'den bir kadına rastladı. Bu kadın Veraka b. Nevfel b. Esed b. Abdul-Uzzâ’nm kız kardeşidir. Kâbe’nin yanında bulunuyordu. Bu kadın onun yüzüne baktığı zaman
ona dedi k i:
— Ey Abdullah nereye gidiyorsun? O da dedi k i:
— Babamla birlikte. Kadın dedi ki:
— Bana şimdi yaklaşırsan senin bedelinde boğazlanan develer
kadar senin için deve vereceğim. Abdullah da dedi k i:
— Ben babamla beraberim ondan ne geri kalabilirim ne de ondan ayrılabilirim.
192 Bu kadının ismi Rukiyye binti Nevfel idi.
Kankal, mikyâl demektir. Denilmiştir ki o otuzüç men alan bir öl
çektir. (Men takriben iki rıtıl ağırlığındadır). İşte bu tâcı Yezdicürd b. Şehriyâr’dan kahren alındığı zaman Ömer b. el-Hattab Radıyallâhi anhe getirilmişti. Ona, dedesi mezkûr Enuşirvân tarafından intikal etmişti. Ömer Radiyallahu Anh'e getirildiği zaman Sürake b. Mâlik el-Müdlici’yi çağırdı ve ona Kisrâ'nın bilezikleriyle onun zinetlerini ve tacı başının üzerine koydu. Dedi ki: Allah'a hamd olsun ki Melikler meliki Kisrâ'nın tacını onun başından çıkarttı ve onu Benî Müdlic'den bir arâbinin başına koydu. Bu İslâm’ın izzi ve bereketiyledir, bizim kuvvetimizle değil, diye emir verdi. Ömer buna Süraka’ye tahsis etmesi şunun içindir ki, Resûlullah (Sallalahü Aleyhi ve Sellem) ona şöyle demişti: Ey Sürâke, Kisrâ’nın tacı senin başın üzerine ve onun bileziklerive gerdanlıkları da senin ellerine konulduğu zaman sen nasıl olursun?
............
Allaha and olsun ki bizim kendimizi ellerimizle böylece ölüme atmamız yerde yürüyüp nefsimiz için bir şey aramamamız elbetteki bir acizdir. Umulur ki Allah beldelerden birinde bizi bir su ile nzıklandırsın, o halde yüklerinizi yükleyiniz ve bineklerinize bininiz.Onlar da bindiler bu işi bitirdikleri zaman onlarla beraber bulunan Kureyşli kabileler onların ne yapacaklarına bakıyorlardı. Abdulmuttalib bineğine geldi ve ona bindi. Yerinden kalkıp süratlandığı zaman bineğinin tırnağının altından tatlı bir su fışkırdı. Bunun üzeri
ne Abdulmuttalib tekbir getirdi arkadaşları da tekbir getirdi. Sonra indi ve içti, ashabı da içtiler. Ve kablannı su doldurdular.
Her hayat birbir peşine içmektir, zaman için bir dostluk yoktur.
Yoksulluk, nimet, topluluk ve azlık zamanıdır.
Hayatı çokça sevmemiz ise cehl ve dalâlettir.
İbn-i İshâk'm onlar hakkmdaki görüşü
İbn-i İshâk dedi ki. Bahire şaibenin dişi yavrusudur. Sâibe ise dişi devedir, ki birbiri peşine on dişi yavru doğurduğu zaman uzaklaştırılır ve artık sırtına binilmez. Ve yünü kırpılmaz sütü içilmez, ancak misafir içebilir. Bundan sonra doğurduğu dişi yavrunun kulağı yarılır sonra anasiyle birlikte yolu serbest bırakılır, onun da sırtına binilmez, yünü kırpılmaz ve konuktan başka kimse onun sütünü içmez. Tıpkı anasına yapıldığı gibi ona da yapılır. Bu ise Bahire’dir ki sâibenin dişi yavrusudur. Vasile: Beş batında bir bir peşine ikiz olarak aralarında erkek bulunmayan on dişi yavru getiren bir dişi koyundur
Böylece bundan sonra doğurduğu yavrular erkekler için olurdu, kız
lar için olmazdı. Ancak onlardan biri ölürse onu yemekte onlarnn erkekleri ve kızlan ortak olurlardı.
İbn-i Hişâm der k i: Şöyle de rivâyet olunur. Bundan sonra doğan yavrular yalnız erkekler için olurdu kızlara hiç bir şey verilmezdi.
Ibn-i İshâk dedi ki:
Hâmi: Erkek hayvandır ki, onun sulbünden birbir peşine aralarında erkek bulunmayan on yavru doğduğu zaman sırtı himaye olunur ve artık ona binilmez. Yünü kırpılmaz ve develeri arasında serbest bırakılırdı ve başka bir şekilde kullanılmazdı.