Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Tasavvufunun Meseleleri

Erol Güngör

Öne Çıkan İslam Tasavvufunun Meseleleri Gönderileri

Öne Çıkan İslam Tasavvufunun Meseleleri kitaplarını, öne çıkan İslam Tasavvufunun Meseleleri sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İslam Tasavvufunun Meseleleri yazarlarını, öne çıkan İslam Tasavvufunun Meseleleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hakikat bu dünyada gördüklerimiz değildir, bunlar ancak hakikatin eksik bir parçası olabilir. Dünya hakikati aksettiremeyeceği için kusurludur; dünyada olup bitenler de bu kusurluluğun bir neticesidir. Hakiki âlemde kusur olmadığı için orada kötülük de olamaz; insan oraya ulaşmakla buradaki bütün ıstırapları geride bırakır , ebedî huzur ve saadete kavuşur.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
'' Hüzn ile vecd arasındaki şu fark vardır ki hüzn tabiri bencil keder için kullanılır, halbuki vecd tabiri muhabbet yolunda bir başkası için duyulan hüzün demektir; bu başkası sadece Allah'ı arayan kimse için kullanılan bir tabir olsa bile, zira Tanrı'nın kendisi hiçbir zaman Kendi'nden başkası değildir. Vecd'in mahiyetini izah etmek imkansızdır, zira vecd gerçek görüş (keşf)deki elemdir, ve elemi kalem ile tasvir etmek imkansızdır.''
Ruhumuz bu dünyaya gelmeden önce hakikatleri doğrudan doğruya müsaade ederek biliyordu Eflatun
336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Tasavvufa tarihi çıkış noktalarından başlayarak günümüze kadar olan süreci ayrıntılarıyla anlatıyor. Çok iyi bir kaynak kitap niteliğinde. Tasavvufu öğrenmek isteyenler mutlaka okumalı.
İslam Tasavvufunun Meseleleri
İslam Tasavvufunun MeseleleriErol Güngör · Yer-Su Yayınları · 2018121 okunma
Reklam
Gazali Sünni müslümanlıkla tasavvufun arasındaki bağlantının devamını sağladı ve aynı zamanda tasavvufun sünniliğin dışına çıkmasını engelledi
Bu dünya Allah'ın nazarında hiçbir kıymet, hiçbir ağırlık taşımaz; o kadar hafiftir ki Allah'ın nazarında bir kum tanesi veya bir parça topraktan daha fazla değildir. Allah bu dünyadan daha çok nefret ettiği hiçbir şey yaratmış değildir; o kadar ondan nefret etmiştir ki daha yarattığı günden bu yana bir an bakmamıştır. -Hasan Basri'nin Ömer Bin Abdulaziz'e yazdığı mektuptan alıntı
"Vecd"
"Akıl daima "birlik"e varmak için uğraşır ve bize o yolu gösterir. Ama biz birliğe akıl yolu ile varamayız, zira akıl bilgi kazanma esnâsında kendi objesinden ister-istemez ayrı kalmak zorundadır. Akıl yolu ile elde ettiğimiz bilgide bilgiyi alan insan (idrak eden suje) ile bilgi konusu olan şey (obje) birbirinden ayrıdır. Halbuki "birlik"te böyle bir ayrılık olmaz. Demek ki aklın karakteri (diyalektik) bizim onun gösterdiği hedefe ulaşmamıza elvermiyor. Biz bu hedefeecd yolu ile varırız. Vecd halinde ruh bedeni terkederek Tanrı ile birleşir. Beden terkedilmiş bir saray gibidir. Bu bir ölümdür, fakat hayattır. Vecdi doğuran kuvvetler nelerdir? Birinci derecede aşktır. İki türlü aşk vardır: Yaratıcı veya yaratılmışa aşk. Yaratılmışa, yahut neticeye duyulan aşk bizi, çokluğa (kesrete) doğru götürdüğü için zayıftır, halbuki yaratana (sebebe) duyulan aşk bizi birliğe götürdüğü için kuvvetlendirir. "Herşey Tanrı'dadır ve herşey tanrıya gider" Vecdin ikinci yolu ise tefekkür ve irâdedir. Tefekkür zihinlerimizi bulandıran bulutları dağıtmak suretiyle bizi birlikle karşılaştırır. İrâde vâsıtasıyle de çokluktan kaçar, mutlakın bütün ihtişamıyla ortaya çıkan son perdeyi yırtarız" Şairin dediği gibi: O zaman vecd ile bin secde eder –varsa- taşım; Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır rûh-i mücerred gibi yerden na’şım; O zaman yükselerek Arş’a değer, belki başım.
müslümanların günümüzde yaşadıkları çıkmazın çözülemeyen kaynağı!
Gazali akla dayalı ilmi veya felsefeyi yetersiz görüyor bunların yerine sûfinin zevki'ni (vecdi) ön plana çıkarıyor.
Sayfa 63 - Yer-Su YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türkiye'de dini ağzından düşürmeyen Onu siyaset kavgasına vasıta yapacak kadar kutsiyetini hiçe Sayan gruplar vardır
Sufi tekkelerini Hristiyan Manastırlarından ayıran fark dünya hayatına kapalı olmayışıdır
Gazali hariç bütün tasavvufçular mürşitsiz hakikate varmanın mümkün olmadığını söylemişler.
Meşhur selefiyyeci İbn Teymiye, mutasavvıfların vahdet-i vücud doktrinlerini islamın tevhid doktrinine tamamen zıt bularak, tevhid açısından vahdet doktrinine hücum etti.
Sayfa 73 - Yer-Su YayınlarıKitabı okudu
“ Tasavvuf denince müslümanların pek çoğunun aklına bu felsefi fikirler değil, belli bir hayat tarzı ve bu hayatı yaşayan bazı insanlar gelir. Onların bu düşüncesi aslında gerçeği aksettirmektedir, çünkü İslâm mistisizminin belirgin özelliği bir felsefî düşünce sisteminin savunmasını yapmak değil, dünyaya karşı belli bir tavır takınmak ve bu tavra uygun bir hayat yaşamak olmuştur. Büyük Mutasavvıfları düşündüğümüz zaman hatırımıza gelen şey onların ahlâkı, Allah’a karşı samimi duygu ve bağlılıkları ve sahip oldukları bir takım kerâmetlerdir.”
191 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.