İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar

M. Cevat Akşit

İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar Gönderileri

İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar kitaplarını, İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar sözleri ve alıntılarını, İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar yazarlarını, İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kısacası insan istiyor Allah (cc) onun isteği doğrultusunda yaratıyor. İnsanın özgür iradesini ne yolda kullanacağını da Allah (c.c.), ezeli, ebedi sınırsız ilmiyle önceden biliyor. Bilmeseydi Allah'ın ilminde eksiklik olurdu. Allahu Teâlâ herşey hakkında böyle böyle olacak diye yazmıştır. Fakat şöyle şöyle olmalıdır diye yazmamıştır. Yani insanın iradesini kaldıran bir zorla yaptırım yoktur. İşte Allah'ın ilmine binaen, önceden belli ve yazılı oluş, kaderdir. Hiçbirşey kaderin dışında cereyan etmez. İnsan bu yazıyı bilmemektedir. Aklını kullanıp güzel olanı yapmak onun görevi ve sorumluluğundadır. Bu görüşte olanlara, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat denir. En doğru ve dengeli görüştür. Böyle bir Kader inancında olmak, insanı kederden ve umutsuzluğa düşmekten kurtarır, cesur yapar.
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdu: "Kur'an'ı belleğinde koruyup yaşayan kimse İslam'ın sancağıdır. Ona Kur'an sebebiyle saygı gösteren Allah'a saygı göstermiş olur. Kim de onu saygın görmez küçümser ise Azîz ve Celîl olan Allah'ın lâneti onun üzerinedir"
Reklam
...Hadis-i şeriften, Kur'an-ı Azimuşşân'a saygılı olmakla yükümlü olduğumuz; Kur'an-ı Kerim'e sözleriyle ve davranışlarıyla saygısızlık yapanların, Allah'ın rahmetinden uzak kalacak birer mel'un oldukları anlaşılmış olmaktadır! Unutmamak gerekir ki, önleme imkanı varken saygısızlık anlamına gelen bir davranışı önlemeyenler ve saygısız duruma müdahale etmeyenler de, bizzat o saygısızlığı yapmış gibi, suça ortak olarak lânetli olacaklardır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in şu hadisi konuya daha da açıklık getirmektedir: "Hamele-i Kur'an, Kur'an'ı belleklerinde koruyup yaşayanlar Allah'ın Kitabını öğretenler, Allah'ın nuruna bürünmüş kimselerdir. Kim ki onlara Kur'an sebebiyle saygı ve sevgi gösterirse Allah'a sayg ve sevgi göstermiş demektir. Kim de onlara saygısızlık yaparsa Allah'a saygısızlık yapmış olur."
Bir gün kadınların topluca oturduklarını gören Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.); "Ey kadınlar topluluğu! Çok sadaka verin! Böylece ateşe karşı perde edinin. Zira bana Cehennem ehlinin çoğunun kadınlar olduğu gösterildi.", buyurdular. Bunu duyan kadınlar sordular. Neden, ne sebeple Ya Resulallah! O (s.a.v.) cevaben buyurdular; "Çünkü çok lânet ediyorsunuz. Basit şeylerden ötürü, hatta ciğerpareniz olan çocuklarınıza bile, sık sık lânet etmekten sakınmayacak kadar bunu önemsemiyorsunuz. Kocalarınızın size olan iyiliklerine çok çabuk nankörlük ediyorsunuz. Yıllarca iyi geçindiğiniz kocanıza, bir gün bile isteğinizi karşılamadığında, hemen senden hiç iyilik görmedim deyiveriyorsunuz. Bu da Cehenneme girmenize sebep oluyor!"
Halkın işlerini tedvir edip gören, güvenliği, huzuru ve düzeni sağlayan idarecilere de lânet edilmemelidir. İdarecilere beddua ve lânet etmenin zararı sonuçta topluma dokunur. İdareci, bir piramidin başındaki adamdır. Baştakine yapılan lânet tutsa bile geride kadrosu vardır. Onlara nasihat etmek, doğruyu göstermek ve islahları için dua etmek uygun olanıdır. Esasen mü'minin baş görevi, iyiliği emredip kötülüğü önlemek ve bunun için çalışmaktır. Oturup şuna buna lânet etmek değildir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); "Ey Ebu Hureyre idarecilere lânet etme! Muhakkak ki Allahu Teâlâ bir ümmeti, idarecilerine lånet etmeleri sebebiyle Cehenneme sokmuştur", buyurarak, topluma zararı nedeniyle, bu davranışın hem yasak ve hem de ne kadar veballi olduğunu vurgulamışlardır.
Reklam
76 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.