Çoktanrıcılık, Hıristiyanlık ve Kâbe

İslamın Kaynakları 1

Erol Sever

En Beğenilen İslamın Kaynakları 1 Gönderileri

En Beğenilen İslamın Kaynakları 1 kitaplarını, en beğenilen İslamın Kaynakları 1 sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İslamın Kaynakları 1 yazarlarını, en beğenilen İslamın Kaynakları 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kan sucuğu
İslam öncesi veya Ali öncesi Arap toplumunda, kıtlık dönemlerinde, canlı hayvanların damarları delinip, ölmeyecek ölçüde kanları akıtılıyor ve bu kandan bir tür kan sucuğu yapılıyordu. Muhammed sonradan bunu da yasakladı.
Sayfa 77 - J. WellhausenKitabı okudu
Tektanrıcı dinler öncesinde göçebe olmayıp, yerleşik düzene geçmiş Araplar ölülerini evlerinde kazdıkları bir çukura gömerlerdi. Ortak mezarlıklar daha sonra ortaya çıkmıştır. Belirli bir yerleşim yerleri'.'olmayan Bedeviler de daha sonradan aşiret mezarlıklarına ölülerini gömmeye başladılar. Ama bazen bu mezarlıklardan uzaklarda bir yerde bulundukları zaman, ölülerini işlek yolların kıyısına veya bir tepenin üzerine gömüyorlardı.
Reklam
İslam öncesi Hıristiyan Arap şairleri, Kâbe'nin tanrısını, Hıristiyanlığın tanrısı olarak görüyorlardı ve bunun doğal bir sonucu olarak da, Kâbe kültüne, İsa'ya yönelik olduğu için katılıyorlardı. Hıristiyan Araplar İsa ve Hıristiyanlığın kutsal nesnelerinin yanı sıra Kâbe ile ilişkili kutsal nesneler üzerine de yemin ediyorlardı. 'Manastırdaki rahibin giysisi üzerine ve onu (el-Kabe) kuranların üzerine yemin ederim.’ Kusay ve Musad bin Gurhum'un yemini böyleydi. El-Aşa bir şarkısında ve Adi bin Said bir yemininde Mekke'nin tanrısı (va rabbi makkata) ile İsa'yı yanyana anmışlardı."
Sayfa 223Kitabı okudu
Arabistan'da eskiden beri meslekleri büyü yapmak olan büyücü kadın ve erkekler vardı. Ayrıca büyücülerden ayn ve farklı olan cadıların varlığına da inanılıyordu, ama aslında bu cadılar kadın büyücülerdi. Cadılar cinlere hizmet etmeyen, tersine cinlerin bazılarının yeniden doğmuş biçimleri oldukları için, cinleri bile korkutan varlıklardı. Bu cadılar geceleri ata veya develere binerek dolaşırlardı; en sevdikleri gezinti yerleri de mezarlrklar ve eski kentlerin. yerleşim birimlerinin örenleriydi. Cadılar dişi varlıklardı, hayvana çırılçıplak binerlerdi. Gezintiye çıkmadan önce deve sütüyle yıkanırlar ve karşılaştıkları erkekleri, kendileriyle yatmaya zorlarlar; sonra da bu erkeklerin kanlarını emerek, onları güçsüzleştirip ardından ya bir hayvana döndürürler ya da akıllarını başlarındnn alarak, delirtirlerdi.
Salgın hastalıklar, ateşli hastalıklar, bayılma,epilepsi, delilik, karasevdaya tutulma gibi olaylar hep cinlerin başının altından çıkıyordu. Özellikle deliliğin cinlere hakaret edenin başına geldiğine inanıyorlar ve böyle bir kişiyi götürüp, çölün ortasına bırakıyorlardı.
Yalnız ilk çağlarda değil, antikçağda da Araplar'ın insan kurban et­tikleri biliniyor. Arabistan Valisi Porphyrius zamanında, Duma'da her yıl bir insan kurban ediliyor ve öldürülen kişi, mihrabın dibine gömülüyordu. Tarihçi Josephus, Yudea satrabı Herodes'in Araplar'a gönderdiği bir elçinin de kurban edildiğini anlatıyor. Ayrıca savaşlarda esir alınan as­kerler de, tanrılara kurban ediliyordu. Esirlerin arasından seçilen genç de­likanlılar sabah şafağında çoban yıldızına; iştar/Venüs'e kurban edi­liyorlardı.
Reklam
54 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.