Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çoktanrıcılık, Hıristiyanlık ve Kâbe

İslamın Kaynakları 1

Erol Sever

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Gelecekten haber veren rahibe, "kahin" denilmeye başlandı. Bu sözcüğün İbranice karşılığı Kohen'dir. Kohen,hem rahip, hem de gelecekten haber veren, kehanette bulunan kişiydi.Tapmak hizmetinde bulunan kişi (ya da tapınağın büyüklüğüne ve tanrı ya da tanrıçanın saygınlığının yaygınlaşmış olmasına göre, kişiler)hem rahiplik hem de kahinlik yapıyordu. Arabistan tapınaklarında yalnız kahinler değil, kahineler, kadın rahipler de vardı. Bu kahineler en soylu ailelerden geliyorlardı ve kahinlik de anneden kızına geçiyordu.
Arap toplumunu ilk çağlarda diğer toplumlardan ayıran özelliği, kadınların aşiret başkanı, kent devletlerini yöneten kraliçeler olmalarıydı. Arap toplumu antikçağda henüz anaerkillikten ataerkilliğe geçiş aşamasındaydı. Yalnız kraliçe ve aşiret başkanı olan kadınlar değil, diğer kadınlar da toplum içinde karar alınırken ağırlıklarını koyabiliyorlardı.
Reklam
Kan sucuğu
İslam öncesi veya Ali öncesi Arap toplumunda, kıtlık dönemlerinde, canlı hayvanların damarları delinip, ölmeyecek ölçüde kanları akıtılıyor ve bu kandan bir tür kan sucuğu yapılıyordu. Muhammed sonradan bunu da yasakladı.
Sayfa 77 - J. WellhausenKitabı okudu
Araplar ilk çağlardan beri taşlara saygı gösterir, taşlara taparlardı.Arap kült yerlerinin karakteristiği taştır ve taş, kült yerlerinin olmazsa olmaz bir aksesuarıdır.
İslam öncesi Hıristiyan Arap şairleri, Kâbe'nin tanrısını, Hıristiyanlığın tanrısı olarak görüyorlardı ve bunun doğal bir sonucu olarak da, Kâbe kültüne, İsa'ya yönelik olduğu için katılıyorlardı. Hıristiyan Araplar İsa ve Hıristiyanlığın kutsal nesnelerinin yanı sıra Kâbe ile ilişkili kutsal nesneler üzerine de yemin ediyorlardı. 'Manastırdaki rahibin giysisi üzerine ve onu (el-Kabe) kuranların üzerine yemin ederim.’ Kusay ve Musad bin Gurhum'un yemini böyleydi. El-Aşa bir şarkısında ve Adi bin Said bir yemininde Mekke'nin tanrısı (va rabbi makkata) ile İsa'yı yanyana anmışlardı."
Sayfa 223Kitabı okudu
İhram '
Adak adanan bir hayvanı kurban etmeye ihram adı veriliyordu; bu aynı zamanda bayram kurbanıydı. İhram adağın içeriğini değil, adak adayanın sözünü yerine getirmesini, kutsal sorumluluğunu göstermesini ve adak adamayla, adanan adağın kurban edilişi arasındaki süreyi belirtiyordu. İntikam ve kan davası her zaman kutsal sorumluluk olarak görülüyordu. Düşmanından intikam almayan veya kan davasında Hammurabi yasalarından kalma dişe diş, göze göz ilkesini uygulamayan kişi, düşmanının ·kanını dökünceye kadar taranmaz, yıkanmaz, şarap içmez ve kadınıyla yatmazdı. Bu sürece de ihram deniliyordu.
Reklam
Kabe'deki Ghabghab'a kuyu deniyordu. Zaman zaman gerçek bir kuyuya da Ghabghab deniyordu. Bağış ve adak getirenler, getirdiklerini en çok Zemzem kuyusuna atıyorlardı. Ama suyu kurumuş bir kuyuya da bağış ve adakların atıldığı görülüyordu. Kabe'nin rahipleri de, arada bir bu kuyulara inip, bu altından, gümüşten, fildişinden yapılmış değerli eşyaları topluyorlardı.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.