Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

ve O Kalem Kıyamete Kadar Olacak Her Şeyi Yazdı

İsrafil'in Kanatları

Hakan Yaman

İsrafil'in Kanatları Sözleri ve Alıntıları

İsrafil'in Kanatları sözleri ve alıntılarını, İsrafil'in Kanatları kitap alıntılarını, İsrafil'in Kanatları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Nedir bizi saran bu karanlık?Derin bir kuyudan yukarı bakıyoruz sanki "
Sayfa 356 - siaKitabı okudu
"Zaman sıcak bir lav gibi akıyor ve akarken de önüne çıkan engelleri yakıp geçiyordu."
Sayfa 251 - siaKitabı okudu
Reklam
“Şükrederek yattığım uykulardan kâbuslarla uyanmaktan bıktım usandım artık.”
“Anlatamayacağım haller yaşadım. Hayra yor ve nasıl olduğunu sorma.” İmam Gazali
Sayfa 345Kitabı okudu
Tatmin eden yanılgı
“Kendi kendine sorduğu soruyu kendi istediği gibi cevaplamıştı.”
Sayfa 215Kitabı okudu
Reklam
“Esrarlı olan her şey bizi cezbeder... Perdenin gerisindeki şeyi görebilmek için can atarız. Beşeriyetin işte en zayıf noktasıdır bu. Önce üstünü örter, sonra meraklanırız.”
“Bilmek... dedi... işte her şey bu fiilde gizli. Hayatın en anlamlı fiili bu bence.”
Sayfa 175Kitabı okudu
“Sen hep bir şeylerin peşindesin ve bu yüzden huzursuzsun. Lakin bunun tek sebebi de yine sensin. Çünkü sen hâlâ arıyorsun. Onlarsa cevabı çoktan bulmuşlar.”
Sayfa 114Kitabı okudu
“Yıldızlar arasında geceler boyu başı dönene kadar gezindiyse de bir şey bulamadı. Yıllardır gözlediği karanlık gökyüzünde cilveli bir kadın edasıyla göz kırpan yıldızların hiçbiri sır vermiyordu.”
Sayfa 287Kitabı okudu
Reklam
Yeşildir ölümün bakışı, Bir menekşe yaprağının keskin nemini ve hırçın kışın ağır rengini almıştır. Pablo Neruda
Sayfa 279Kitabı okudu
“Yaktığı soba artık kendini bile zor ısıtıyordu. Sarıldığı battaniyenin içinden titreyerek çıktı. Yatağın üzerindeki kitaplarla felsefe mecmualarından bazıları yere düşmüştü. Pencereyi açıp önünde, günün son sigarasını yaktı. Duman dışarı çıkarken boş sokaklarda gezinen ayaz içeri girdi. Cılız direklerin tepelerinden sarkan ve etrafı kirli bir ışıkla aydınlatmaya çalışan sokak lambalarını seyretti.”
“Şöyle bağıra çağıra, inleyerek ağlayabilse belki rahatlayacaktı, ama ağlayamıyordu bir türlü. Hüznün ince uzun parmakları boğazını sıkıp düğümlemişti.”
Sayfa 343Kitabı okudu
“Bir tek kelime bile konuşamadığı yanık tenli sevgilisinin uzun siyah saçlarına, Akdeniz’in kuzey kıyılarından kopup gelen bahar çiçeklerinin kokusu sinmişti.”
Türkiye gibi boynunu Avrupa'ya uzatmış, ancak kıçı açıkta kalmış bir ülkede yaşayanlar için Amerika zaten uzak, renkli, pırıltılı bir hayaldi ve hayal perdesine düşen ışığı da tabii ki renkli ola- caktı. Oysa Türkiye'de, kavruk kalmış bir coğrafyanın gazete- lerinden birinde, mesela Akşam gazetesinin sarı sayfalarında, karanlık fotoğraflarla çevrelenmiş küskün haberleri okuyup da iki ay önce battığında seksen sekiz kişiye mezar olan Dumlupınar denizaltısının akıntı nedeniyle takılamayan kurtarma çanına kafayı takıp, Kore'de bitmeyen çarpışmalarda boş yere ölen Türk askerlerine üzülürken, İnönü'yle, Menderes'le siyah beyaz bir hayatın vurdulu kırdılı sahnelerinde ucuz bir figüran estetiğiyle yuvarlanıp giderken alıştıkları hayatın, birden Ayhan Işık'ın beyazperdedeki tıraşlı yüzüne vuran ışıkla da olsa renklendiğine inanmak zordu.
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.