En Yeni İsrafil'in Kanatları Sözleri ve Alıntıları
En Yeni İsrafil'in Kanatları sözleri ve alıntılarını, en yeni İsrafil'in Kanatları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Nedir bizi saran bu karanlık?Derin bir kuyudan yukarı bakıyoruz sanki "
Sayfa 356 - siaKitabı okudu
"Zaman sıcak bir lav gibi akıyor ve akarken de önüne çıkan engelleri yakıp geçiyordu."
Sayfa 251 - siaKitabı okudu
Türkiye gibi boynunu Avrupa'ya uzatmış, ancak kıçı açıkta kalmış bir ülkede yaşayanlar için Amerika zaten uzak, renkli, pırıltılı bir hayaldi ve hayal perdesine düşen ışığı da tabii ki renkli ola- caktı. Oysa Türkiye'de, kavruk kalmış bir coğrafyanın gazete- lerinden birinde, mesela Akşam gazetesinin sarı sayfalarında, karanlık fotoğraflarla çevrelenmiş küskün haberleri okuyup da iki ay önce battığında seksen sekiz kişiye mezar olan Dumlupınar denizaltısının akıntı nedeniyle takılamayan kurtarma çanına kafayı takıp, Kore'de bitmeyen çarpışmalarda boş yere ölen Türk askerlerine üzülürken, İnönü'yle, Menderes'le siyah beyaz bir hayatın vurdulu kırdılı sahnelerinde ucuz bir figüran estetiğiyle yuvarlanıp giderken alıştıkları hayatın, birden Ayhan Işık'ın beyazperdedeki tıraşlı yüzüne vuran ışıkla da olsa renklendiğine inanmak zordu.
Oyun sadece senin için bitip diğerleri için eskiden olduğu gibi sürüp gidiyor perdenin gerisinde.
Sayfa 333Kitabı okudu
Bu şehirde yaşamaktan, bu şehirde koşuşturmaktan,bu insanları görmekten tiksiniyorum artık. Bütün bunlardan sıkıldım, yoruldum.
Sayfa 335Kitabı okudu
"Başka sahiller özlüyorum Ömer" dedi.
Sayfa 334Kitabı okudu
Şu şehrin batısı hep bizim önümüzü kesti. Bunun sen bile farkına varamadın, biliyor musun? O köhnemiş tepelerdeki çürümüşlük, kokuşmuşluk, zengin kültür dedikleri yoksulluk bizim önümüzde hep engel oldu. Ben alçak, bakımsız bir balıkçı iskelesinden bakarken, karşımda dikilmiş devasa tepeler, setler, duvarlar görmek istemiyorum. O tepelerin, surların adı İstanbul olsa da bunu istemiyorum. Yankesicilerin, orospuların, ayyaşların, düzenbazların oynaştığı, sokaklarından ceharat akan, her yanı kerhanelerle, ter kokulu pavyonlarla dolu, nefesi küf kokan Bizans artığı bir şehir istemiyorum ben. Bu şehirde yaşamaktan, bu şehirde koşuşturmaktan, bu insanları görmekten tiksiniyorum artık. Bütün bunlardan sıkıldım, yoruldum...
Sayfa 335Kitabı okudu
İskelesine indiğimde karşıda yıllardır gördüğümüz şu köhne İstanbul'u görmeyeceğim kıyılar özlüyorum. Engin denizlere açılan, önünde tek bir ada, tek bir kara parçasının olmadığı yosunlu kıyılar... Şu üzerinde yapayalnız paslı deniz fenerleri dikilen küçük kayalıkların bile bulunmadığı, sadece güneşin ışıklarının oynaştığı ve baktığımda beni dünyanın sonuna götürecek uçsuz bucaksız denizler özlüyorum.
Sayfa 334Kitabı okudu
Hiçbir ayazın ne kadar şiddetli olursa olsun zamanı donduramadığını düşündü. Zaman sıcak bir lav gibi akıyor ve akarken de önüne çıkan engelleri yakıp geçiyordu. Ölümün bile günlük yaşantıya müdahalesi sadece bir gün sürebiliyordu.
Sayfa 251Kitabı okudu
Hepiniz gayet iyi biliyorsunuz ki inanç ihtiyacı söz konusu olduğunda, şu koca kâinatta insanoğlundan daha yaratıcı bir varlık yok.
Sayfa 201Kitabı okudu
“Anlatamayacağım haller yaşadım. Hayra yor ve nasıl olduğunu sorma.”
İmam Gazali
Sayfa 345Kitabı okudu
“Şöyle bağıra çağıra, inleyerek ağlayabilse belki rahatlayacaktı, ama ağlayamıyordu bir türlü.
Hüznün ince uzun parmakları boğazını sıkıp düğümlemişti.”
Sayfa 343Kitabı okudu
Beklemek
“Pelin’in notu bıraktığı kasvetli kış günlerinden sonraki gecelerde uzun süre, apartman otomatının cızırtıyla aydınlattığı merdivenlerde çınlayan her ayak sesinde Pelin’i bekleyecek, ancak adımlar her defasında başka bir dairenin paspasında eriyip giderken, otomatın kapanmasıyla merdivenler ve Ömer karanlığa geri dönecekti.”
Sayfa 301Kitabı okudu