İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) kitaplarını, İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) sözleri ve alıntılarını, İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) yazarlarını, İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İstanbul (Bir Aşk Şehri İstanbul)
Lütfen bana okumak için harcadığım zamanı geri verin. Bu kadar anlamsız bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum. Şu an herhangi bir çocuk kitabı açıp okusam daha yararlı olacağına çok eminim. Ana karakter kız çok aptaldı. Ne kararlarının arkasında durabiliyordu ne de kendi yaptıkları sonucunda oluşan olaylarn sorumluluğunu alabiliyordu. Kitap boyunca yaptığı tek şey ağlamak ve başkalarını suçlamaktı. Olaylar zaten aşırı cringe yani diyorum ki daha ne olabilir daha da kötüsü geliyor üstüne. Karakterlerin yaşadıkları zaten aşk değil tartışmadan durdukları süre 3 saniyeyi belki geçer. Sürekli birbirlerini dinlemeyip aptal aptal yorumlar yapıp ayrılıyorlar 2 saniye sonea barışıyorlardı. Kitabın sonunda bizden olmuyor çok toxic bir ilişkimiz var herkes kendi yoluna gitsin demelerini o kadar istedim ki. Bir de kitapta en üzüldüğüm karakter Berke oldu. Kız aptal egosundan sözde çocuk üzülmesin diye sevgili olup bir de kalbini kırdı çocuğun. Her sahnesi çıldırmamı sağlayan bir kitaptı. Konuşmaları bile o kadar samimiyetten uzaktı ki. Yazım dili desen o da yok çok sade yazar cümle kurmayı bilmiyor. Yazım yanlışları almış başını gidiyor. Yani "ızdırap" kelimesini "ıstırap" yazacak kadar mı edebiyat görmedin. Ya da'yı bile ayrı yazamayan bir yazarımız vardı kitap her yönüyle beni çıldırttı. Verdiğim 2 puanı sadece o kadar sayfayı yazarken üzüldüğüm saatlere verdim. Elle tutulur şurası güzeldi denilecek hiçbir şeyi yoktu.
Lisede okumuştum, reading slumptan çıkmak için akıcı bir şeyler okuyayım derken kendimi tekrar burada buldum. Duygulandım :’) Gerçekten ergenken okunması gerekiyormuş bu arada… 23 yaşındaysanız aynı tadı vermiyor.
Genelde bu tarz kitaplar okumasam' da bu aralar İstanbul' a olan merakım yüzünden kendimi okurken buldum . Oldukça sürükleyici bir kitap okuduğum bazı ağır kitaplardan sonra çok iyi geldi .İlk sayfasından itibaren sürükleyip götürdü beni son sayfaya nasıl geldim bilmiyorum .Yaz dizilerini de andırıyor bana uzun zamandır unuttuğum bir şarkıyı tekrardan hatırlattı
“Mina lütfen gitme.. îstanbulda sonbahar sensiz olmuyor!”
kitabı uygulamadan okuduğum için satın almak istedim .fakat kitaba bir türlü ulaşmadım.Belki yazarına ulaşırsam yardımcı olur diye düşünerek yazarına yazdım . Ve cevap vereceğini dahi düşünmezken oldukça samimi karşıladı fakat artık kitabın basilmadığını söyledi..
O kadar iyi biri ki konuşurken samimiyetini hisettim fakat kitabın artık basilmadığıni öğrendiğim de çok üzüldüm.
Kitabın konusu;
Mina'nın Bursa'dan İstanbul'a yaptığı bir yolculukla başlıyor her şey. Türlü tesadüflerle örülü bir kitap bir çok okur tarafından tesadüflerin olması boğucu ve ya saçma gelse de.Bence güzeldi sonuç olarak gerçek hayatta da bunaltıcı derecede tesadüfler oluyor. Bence yüreği ısıtacak güzel bir kitap keşke lise okuduğum zamanlar okusaydım..
Lise 1'de okumuştum önceden. O zamanlar genel olarak tatlı bir kitap olduğunu düşünmüştüm (çünkü Berke :") ve hafızamda da bunca zaman öyle kalmıştı. Yakın zamanda kardeşimin okumasıyla ben de tekrar bir okuyayım dedim. Çok uzun zaman olduğu için hem tazelemiş olurum diye düşündüm hem de tatlı bir şeyler okuma ihtiyacı duymuştum ama